"Bir öğretmen olmak istiyordum. Candan istediğim şey öğretmen olmaktı. Ama, beyaz tebeşir ve cetvel yerine, elime asker tüfeği almak zorunda kaldım. Bunun sorumlusu da ben değilim."
Evet, burası halk meclisiydi. Millet, vekillerini seçiyor ve oraya kendisine benzeyen insanları gönderiyordu. Demokratik olmasına demokratikti bu iş ama yöntem doğru muydu? Yüzyıllarca karanlıkta kalmış, eğitilmemiş, kafası hurafelerle dolmuş bir halkın temsili başka nasıl olabilirdi ki! Duvara asılı büyük resimden hüzünlü hüzünlü bakan Mustafa Kemal Paşa bunun tam tersi bir yol izlemiş ve "halkı eğitmek" yolunu seçmişti. Ama onun bu anlayışı son günlerde jakobenizm olarak yerden yere vuruluyordu.