Elif Karagöz

Elif Karagöz
@elifkaragoz
@elifkaragozde
Sadece bir tanrının duyabileceği kadar hafif bir sesle konuştu. "Seni bekliyordum. Tek bir sözün yeter, hemen giderim." Anlamam biraz sürdü. Bu kadar cüretkâr olduğu aklıma gelmemişti. Ama öyleydi elbette. Sanatkâr, yaratıcı, mucit, dünyanın gördüklerinin en büyüğü. Ürkeklik hiçbir şey yaratamaz. Daha önce gelmiş olsaydı ne derdim? Bilmiyorum. Ama o anda sesi hırpalanmış cildime sürülen bir merhem gibiydi. Ellerini, her şeyini arzuladım, ölümlü olmasına, her zaman uzak ve her zaman ölümü bekleyecek olmasına karşın arzuladım. "Kal," dedim.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Zihnim bomboştu, cildim etlerimin üzerinden havalanmak istermiş gibi diken diken oluyordu. Her ses, her temas, ayaklarımın altındaki taşlar, sesler duyularıma uğursuzca saldırıyordu. Havada okyanus dalgaları gibi batıcı bir ağırlık vardı. Kendimi dünyaya yabancı hissediyordum.
Sayfa 152Kitabı okudu
Çoğu tanrının ve ölümlünün hayatları hiçbir şeye bağlı değildir, belli bir plana uygun olmaksızın kâh şurada kâh burada birbirlerine karışır ve açılırlar. Bir de kaderlerini düğüm gibi boyunlarında taşıyanlar, ne kadar kavislendirmeye çalışsalar da hayatları döşemelik kalas gibi dümdüz ilerleyenler vardır.
Sayfa 133Kitabı okudu
Geri116
243 öğeden 241 ile 243 arasındakiler gösteriliyor.