Bir insan hayatı şansa bırakılmaz. Bir insan hayatı ona bakım verenlerin insafına bırakılmaz. "Şansız" diye nitelendirdiğimiz çocuklar şansız değiller, istismarına ses çıkarmadığımız çocuklar onlar. O istismar, bizim. "Şansızlık" diye nitelendirdiğimiz her istismarın failiyiz.
Masal doğru. Ama tersinden. Öptüğümüz yakışıklı prensler, biz onları öper öpmez çirkin kurbağalara dönüştüler. Onları öptüğümüz için de her tür kötü muameleyi sessizce sineye çekmemiz beklendi bizden.
Bir çocuk, kaç yaşında olursa olsun, kendi yanlışlarını yapmalı oysa. Başkalarının hatalarıyla değil kendi hatalarıyla öğrenmeli. Başkalarının davranış kalıbını giyerek, kolumuz bacağımız kesik başlıyoruz hayata.
Kendimi feda ederek öldüm. Bir otel odasında, bir bodrumda, bir uçakta ve daha türlü mekanlarda. Kadın olmak kendini feda etmekle öyle iç içeydi ki, çoğunluk kadının bu yaptığının kendini feda etmek olduğunu göremedi bile.
Sevdiklerimize bağımlı değil, bağlı olmalıyız. Eşimize, ailemize, ülkemize bağımlı değil, bağlı olmalıyız. Bağımlı ilişkilerde biri ötekine dayanıp da yaşar. Aralarında bağlılık olanlarsa dayanışma içinde yaşarlar.