Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Elif
Elif
@eliifizm
Özgürlük, kitaplar, çiçekler ve ay
Kim mutlu olmaz ki?
instagram.com/elifstncr
Yüksek Lisans
İzmir
İzmir
187 kütüphaneci puanı
848 okur puanı
Mart 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Pavese, Yalnız Kadınlar Arasında kitabına Strega Ödülü aldıktan sonra bütün özel kâğıtlarını yok edip otel odasında intihar etmiş. Kitabın başında Rosetta'nın, Torino'da otel odasında intihar olayı ile başlıyoruz. Tezer Özlü'nün de Pavese sevgisi ve en sevdiği kitaplardan birinin bu olması...
Yıllar sonra Torino'ya iş için dönen Clelia, kaldığı otelde intihar girişimine tanık olur. Farklı çevrelerde karşılaşıp dostluk kurduğu kadınlar, yaşam mutluluk hayalleri... İnsanı saran yalnızlığın ve hüznün romanını yazmış Cesare Pavese.
TTorino doğumlu olan Pavese'yi, kitapta intihara kalkışan Rosetta karakterinde buluyoruz. Rosetta ile yazarın kendi düşüncelerini, intihar sinyallerini görmek üzücü. "Canıma kıymak için havaların açmasını bekliyorum, yağmurda gömülmek istemiyorum." derken Pavese Ağustos ayında intihar ediyor... Hepsi kendi düşünceleri mi bilemeyiz fakat Rosetta'nın intihar konusundaki düşünceleri insanı sarsıyor. Herkeste uyandıracağı etki farklı olacaktır. Kesinlikle tavsiye ederim.
Okuduğum en yavaş ilerleyen manga...
Konusu çok güzel bir manga olsa da olayların çok yavaş ilerlemesi okuma zevkimi yitirmeme neden oluyor. Yine de seriyi yarım bırakmama engel olamıyor fakat macera- heyecan- merak duygusu yaratmıyor şahsen.
Birinci kitaptan itibaren yeryüzüne inme planını ve karşılaşılan şanssız olayları anlatıyor. Beğeni/takipçi kasmayı 1k da yapmayın bari. Tadında bitirmeliler. Umarım seriyi bitirirler de yeryüzüne ineriz artık.
Batuhan Aşıktoprak 1994 doğumlu genç bir yazar. 2019 yılında Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü'ne değer görülmüş.
Öykü kitaplarına karşı hep bir ön yargım olsa da bu kitabı çok sevdim. Kitaba başlamadan önce en sevdiğim kitap olan Louis- Ferdinand Céline, Gecenin Sonuna Yolculuk'tan alıntı paylaşılmış: "İnsan gençken ve bilmezken her şeyi gönül yarası sanıyor."
Kitap altı öyküden oluşup ismini üçüncü öyküsünün başlığından alıyor. Kitapta beni en çok etkileyen, genç yazarın ilk kitabı olmasına rağmen olayları bu kadar güzel betimleyip gözlemlerinin ve anlatımının etkileyici ve çok başarılı bir şekilde dile getirmesi oldu. Hikayeler okuyucuya bekleneni fazlasıyla vermiş diye düşünüyorum. Yolu açık olsun...
Okur Takip Önerileri
Hayvanlar Takımı, hayvanlar ile yaşanmış gerçek öyküleri anlatıyor. Aziz Nesin anlatılanlarda hiçbir kurgu yapmayıp yaşayıp gördüğü ya da yaşayanlardan, görenlerden dinlediği hayvanlarla ilgili gerçek olayları süsleyip püslemeden olduğu gibi aktarıp -hayvan sevgisinin yaygınlaşması için yazmış.
Kitabın içerisinde şair Ülkü Tamer, Meral Çelen, Ümit Yaşar Oğuzcan gibi değerli kişilerin de anlatıları var. Aziz Nesin, "Hayvanlara ilişkin yaşadığınız ya da dinlediğiniz gerçek olaylar varsa, yazıp gönderin bana. O yazıları sizin adınızla, bu kitabın gelecek bakımlarına eklerim" diye not düşmüş kitapta. Bu dileğini Nesin Yayınevi sürdürmek istediklerini de yazmışlar.
"Salt çocuklar, gençler okusun diye yazmadım derlediğim bu yazıları. Ama daha çok onların okumalarını diliyor gönlüm." Aziz Nesin
Keyifli ve çocuk güzel kitaptı. Yeğenimin sayesinde okumak ayrı tatlıydı. Tavsiye ederim.
İthaki'nin Japon klasiklerinden okuduğum ilk kitap.
Yazar, Japon polisiyesinin temellerini atan yazarlardan biri ve Japonya'nın en ünlü polisiye yazarı Edogava Ranpo'yu da etkilemiş. Kitapta "Şeytanın Çırağı" ve "Onları Öldürdü mü?" başlıklı iki farklı polisiye hikaye mevcut. İkisinin de sonlarını doğru tahmin etsem de ikinci öyküyü daha çok sevdim. Çok keyifli ve akıcı bir kitaptı. Tabii yazarın bir zamanlar Tokyo Bölge Mahkemesinde savcı olması ve anlatımının güzelliğiyle de birleşince olaylar gerçekmiş hissi yaratıyor.
Bilim kurguya hayran biri olarak İthaki'nin bende yeri apayrı. Kitap kapaklarının güzellikleri Japon Klasiklerinde de okurlarını cezbetmeye devam ediyor. Diğer Japon Klasikleri dizilerini okumak için sabırsızlanıyorum.
Kitaptan birkaç alıntı;
"Hayat güller serpilmiş bir yol değildir. Bir savaştır; savaşmalıyız."
"Kanunlar adalet için vardır. Doğru olanın yanında olmakla övünür. Ama kimbilir kaç kanun, adaletsizlik için kullanılmıştır! Dahası adaletsizlik, kanunlardan kimbilir ne kadar güçlü, ne kadar diktatörce faydalanmıştır!"
"Fiziksel ve cinsel olarak uyumlu bir çift olsanız bile duygusal ve zihinsel olarak yalnız değil miydiniz?"
13.yy da böyle bir kitabın yazılması ve küçüklüğümüzde okuduğumuz masallar gibi prenseslerin, kahramanların tadını da hatırlatmasıyla tatlı bir his bırakıyor hikayeler.
Haçlı seferlerinin ciddi ve zorunlu bir görev olmaktan çıkıp dualar ve ilahiler eşliği yerine şen şakrak, iğnelemelerle, çok güzel eleştiriler ve gülüşlerle yolculuğun zevk için yapılan yolculuğa dönüştüğünü, hacıların yol çoookk uzun, sıkılmayalım herkes birer hikaye anlatsın en güzel hikayeyi anlatana da yemek ısmarlarız fikriyle hikaye yarışı başlar ve hac yolculuğunun eğlenceye dönüşünü çok güzel anlatıyor.
Ortaçağ döneminde simyanın yeri hakkında fikir vermesi, din ve hukuk kurumlarının bozulmasını, evlilik, karı-koca ilişkileri, kadın erkek egemenlik konuları, din ve yargı kurumlarının bozulması, rüşvetler, şövalyeler, büyüler, yıldızlar, prensler, papazlar, keşişler, mitoloji, venüsler vsvs farklı bir yere götürüyor kitap... iyi okumalar ,)
Pallet'in ileri gelen, soylu ve zengin bir ailesinin oğlu Abélard, ondan beklenen askeri eğitimi almak yerine babasının şatosunu terk ederek o zamanlarda tanınmış eğitimcilerden ders almayı tercih eder.
Notre Dame Katedralinin civarında, dayısı Fulbert ile yaşayan Héloïse adındaki genç kızla tanışır.
Abélard ve Héloïse aralarındaki ilişki
Yazarın yoğun bakımda yaşam ve ölüm arasında gidip gelişini anlatıyor. Romandan çok uzak, dili çok sade ve basit. Oturduğum kafede birden elime alıp okurum diye aldım. Çok sevdim diyemem kitabı, benden önce ya yada önceleri okuyan birinin kitap sonundaki "annem güneşlenmeyi çok severdi." notu çok güzel tesadüf oldu zira kitabı güneşlenirken okumaya başladım ve bitirdim :D
İnsanlığımızı, açgözlülüğümüzü, mutlu olmanın yolları çok kolay olsa da paraya duyduğumuz hırsı, kolumuzdaki saate bakıp sürekli bir yerlere yetişme telaşını, çok düşünmemizi mutsuzluğa sürüklenişimizi çok güzel anlatan kitap... Papalagi'yi okumak yetmez. Bizim içimizde küllenmiş olan duygularımızı yeniden canlandırmayı da öğrenmemiz gerek.
