“Sana seni seviyorum diyemem belki ama kalabalık bir ortamda gülerken ilk senin gözlerine gülümserim ve eve giden kısa yolu seninle birkaç adım fazladan atabilmek için uzatırım. Bazen de bilerek adresi kaybederim. Bilmem ki anlaman için bazen elimi kaybeder, elinde ararım. Bazen de ezbere bildiğim şarkının nakaratında saçmalarım. En güzel kelimelerle kurduğum cümlenin devrilmesini seyrederim. Konuşurken aniden bir kekeme oluveririm. Bazen de yağmurlu havada şemsiyeyi başımız yerine yağmur ıslanmasın diye tutarım. Kaybolur ayaklarım, aniden topallayarak sana yaslarım omzumu, anla ama sana seni seviyorum diyemem, anla. Hadi elimi tut, gökyüzü bulutlardan düşüyor.”
“Sana seni seviyorum diyemem belki ama kalabalık bir ortamda gülerken ilk senin gözlerine gülümserim ve eve giden kısa yolu seninle birkaç adım fazladan atabilmek için uzatırım. Bazen de bilerek adresi kaybederim. Bilmem ki anlaman için bazen elimi kaybeder, elinde ararım. Bazen de ezbere bildiğim şarkının nakaratında saçmalarım. En güzel kelimelerle kurduğum cümlenin devrilmesini seyrederim. Konuşurken aniden bir kekeme oluveririm. Bazen de yağmurlu havada şemsiyeyi başımız yerine yağmur ıslanmasın diye tutarım. Kaybolur ayaklarım, aniden topallayarak sana yaslarım omzumu, anla ama sana seni seviyorum diyemem, anla. Hadi elimi tut, gökyüzü bulutlardan düşüyor.”
Hiç yaşamamışlar gibi göçüp gitti onlar aramızdan...
#Baba tut elimi
Bu cehennemden kurtar beni
Sıkışıp kaldığım yer belli mi?
Sesim sana geldi mi?
Baba tut elimi
Nefesim tükenmeden kurtar beni...
Ölüm ve Yaşam...Bu ikili birbirine pamuk ipliğiyle bağlı değil mi? Deprem onları bir kaç dakikada bizlerden koparıp aldı...Anneler, babalar, nineler,
Kızı ile birlikte köprüden geçerken baba kızına ''tatlım elimi tut ki nehre düşmeyesin'' demiş.
Küçük kız babasını şaşkına çeviren bir cevap vermiş.
''Hayır babacığım sen benim elimi tut.'' Babası şaşkınlıkla kızına sormuş.
''Ne fark eder kızım?''
Küçük kız, “Çok şey fark eder babacığım” demiş ve devam etmiş. ''Eğer ben senin elini tutarsam ve bana bir şey olursa senin elini bırakabilirim. Ama sen benim elimi tutarsan biliyorum ki, ne olursa olsun sen asla beni bırakmazsın.''
“Sana seni seviyorum diyemem belki ama kalabalık bir ortamda gülerken ilk senin gözlerine gülümserim ve eve giden kısa yolu seninle birkaç adım fazladan atabilmek için uzatırım. Bazen de bilerek adresi kaybederim. Bilmem ki anlaman için bazen elimi kaybeder, elinde ararım. Bazen de ezbere bildiğim şarkının nakaratında saçmalarım. En güzel kelimelerle kurduğum cümlenin devrilmesini seyrederim. Konuşurken aniden bir kekeme oluveririm. Bazen de yağmurlu havada şemsiyeyi başımız yerine yağmur ıslanmasın diye tutarım. Kaybolur ayaklarım, aniden topallayarak sana yaslarım omzumu, anla ama sana seni seviyorum diyemem, anla. Hadi elimi tut, gökyüzü bulutlardan düşüyor.”
Arkadaşlar, sitede en çok paylaşılan sahte alıntıları https://1000kitap.com/SahteAlintilar ile bu iletide topladık. Sitedeki bilgi kirliliğini temizlemek için bu alıntılara rastlarsanız lütfen şikayet ediniz. Ve lütfen okumadığınız, kitaplarda kendi gözlerinizle görmediğiniz alıntıları eklemeyiniz. Bu sözlerin mal edildiği kişilere ve sözlerin
~~
İhtiyacım var sana !
Nasıl anlatılır ki !
Dokunmak değil benimkisi...
Günde on saniye yüzünü görsem de yeter,
Tenime dokun istemiyorum,
Yüreğimden tut mesela !
Bir şarkının içinden söyle cümlelerini,
Hayalin dibimde bitsin,
Elimi tut dokun demiyorum,
Elimi tut hissedeyim yüreğini !
Konuşalım saatlerce olmasa bile,
Dakikalarca gözlerinde buluşsam yeter diyorum.
Sesini duymasamda olur,
Yüreğinden konuş mesela !
Biz olunca zaman dursun,
Hayat dursun.
O an sadece bizde yaşam olsun istiyorum !
Çok değil...
Seni yanımda değil,
Canımda istiyorum.
~~
⭕ Oğuz Atay adına Sahte Alıntılar derlemesi❗
Not: Alıntıları toplayan ben değilim, alıntıları derleyen kişiler, bizzat araştırma sonucu derlemiştir. Ben sadece teyit amaçlı, bir faydası dokunur umuduyla paylaşıyorum.
Ulaşmayı kolaylaştırmak açısından bio'ma da sabitleyeceğim...
____________________________________
Biliyor musun
"Bana bir konyak ver."
Konyak verildi.
"Elimi tut."
El tutuldu.
"Denizi duyuyor musun?"
"Evet."
"Gerçekten?"
"Nabzın çok şiddetli atıyor."
"Ne mutlu bana! Dur, çekme elini...''
Tut Elimi
Sana umut getirdim küçük ellerimle
Tut elimden paylaşalım ikimize de yeter
Gözlerimde bir enkazın hatırası var
Çelik bakışlarla bir ülkenin sırtımda yükü var
Gidecek mi kalacak mı Tanrım sen karar ver
Giderse eğer sırtımdaki yük çöker
Kalacaksa bir nefes bana yeter.
Zaman durdu sanki akreple yelkovan birbirine sırtını dönmüş
Altmış beşlik ihtiyar saatler gibi beklemişimde
Geriye sadece bir enkaz kalmış
Sonra yarım kalmış kitaplar,hayaller...
Sen hiç boynu bükük oyuncak gördün mü ?
Bekliyorum yine birilerinin geleceğini
Gülüşler taş duvarların altında kalmış
Daha ne kadar sürecek Tanrım bu ıstırap dolu saatler, günler..
Bir güneş bağışla saçları sarı, gözleri mavi olsun.
Adını sen koy Tanrım Elif gibi inatçı olsun.
Yaşama tutunduğu göstermek için tutsun elimden,
Yaşıyor diye bağırsın biri kimin bağırdığı önemli değil
Daha ne kadar sürecek bu acı günler Tanrım ?
Bu son olsun...