Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
. Şu anda; Biri seninle gurur duyuyor. Biri seni düşünüyor. Biri senin için endişeleniyor. Biri seninle konuşmak istiyor. Biri senin iyi olduğunu umuyor.
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sevgi, Saygı ve Özlemle Anıyor, Yolunu Kaybettik; Arıyoruz...
“Ölümün bitmeyen ufkunda yatarken gene sağ, Bir avuç toprak olurken gene yüksek, gene dağ…” *** Dolmabahçe sarayı her zamankinden daha sessizdi, En yakın arkadaşlarının gözleri dolu dolu ona bakıyorlardı, O günün sabahında herkeste bir huzursuzluk vardı, Etrafı kalabalık değildi, Ayağa kalkacak diye umutla bakıyorlardı, Tüm heybetine rağmen,
10 Kasım Yas Günü
10 Kasım Yas GünüKolektif · Yapı Kredi Yayınları · 201766 okunma
Reklam
Necip Fazıl Kısakürek - Beklenen Şiirinin Hikâyesi - Şairin Kendi Kaleminden
Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç. Tribünsüz minik bir salon.. Seyircilerle oyuncular arasında sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar.. Delikanlı bu tatlı bu güzel bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi
“Sevdiğimiz bir kişinin elini tutmak bile stresi azaltan güçlü bir ilaçtır..”
“Ne güzeldir yaşamın henüz neresinde olduğunu bilmezken, yaz mı kış mı bilmezken, yanaklardan yaşlar süzülerek o yaşlarla kendini ömür boyu sulayacak sarnıcı doldurmak, biriktirmek. Ne güzeldir o hapishanenin bahçesinde çiçek yetiştirmek ve dünyanın omuz omuza sımsıkı doluluğunu yapayalnızken hissetmek. Ne güzeldir hiç beklemeden yirmi yıl beklemek ve kendine mahcubiyetle elini uzatmak. Ne güzeldir unutulmak ve kendini unutmak. Ne güzeldir kendini sevmek için değil görüp duyduklarınla hatırlamak. Mor salkımlar, bal çiçekleri, taş yosunları, kertenkeleler ile bir dili konuşmak. Ne güzeldir suçsuzken ağlamak, yol görmeden yürümek, uçup gitmiş ipek böceği kozalarını biriktirmek, ipeğe ve kaynamaya inanmamak, mercanköşk dalına yaslanarak ama eğmeden yaşamak. Okunan ve içeriyi kanatarak yol alan her dizeye rağmen dışarıya tebessüm etmek, şairin acısını dindirmek, etraf bütün duyulana bîgâne iken içeride kazına kazına yol açan her dize ve düşünceyi ağrıya rağmen ele vermeden içinde tutmak, onlarla, çevrenin uğultusuna karşı gitgide sessizleşen bir içeri ile yaşamak.”
Şule Gürbüz
Şule Gürbüz
Öyle miymiş?
Öyle miymiş?
Ve o an aşkın ne işe yaradığını anladım. Aşk hayatta kalmana yardım ediyordu. Anlam aramayı da unutturuyordu. Aramayı bırakıp hayatı yaşıyordun. Aşk önemsediğin kişinin elini tutmak ve şimdi ki zamanda yaşamaktı. Geçmiş ve gelecek yalnızca mitti. Geçmiş ölen şimdiki zamandı ve gelecek hiçbir zaman var olmayacaktı, çünkü ona ulaştığımızda gelecek zaman şimdiki zamana dönüşecekti. Şimdiki zaman sahip olduğumuz tek şeydi. Sürekli devinen, sürekli değişen bir şeydi şimdiki zaman. Ve hercaiydi. Yakalamanın tek yolu geçip gitmesine izin vermek, onu serbest bırakmaktı.
Sayfa 251
Reklam
"Sevgilim olsun istemiyorum Sevdiğim olsun istiyorum. Her gün görmek değil , Benim olduğunu bilmek istiyorum . Elini tutmak değil Kıyamadan sadece gözlerine bakmak istiyorum. İki gün değil , ebediyen sürsün istiyorum . Uğruna ölmek değil , O' nun için yaşamak istiyorum.."
Ölmüş birinin parmak iziyle de telefon açılabilir. İşin püf noktası, ceset soğumadan önce elini çabuk tutmak.
Sayfa 404 - Müptela Yayınları, 1. BaskıKitabı okudu
142 syf.
10/10 puan verdi
Sürekli sevginin yüceliğinden bahsedip dururum. Şu bedava olan "sevgi". Bedava demesem anlamıyor insanlar. Çünküsünü hepimiz biliyoruz. Kaçımız karşılıksız, beklentisiz, çıkarsız ve kalben bir insana sevgi gösteriyoruz. Bırakın insanı bize zararı olmayan hatta belki fayda gösteren hayvan dediğimiz canlılara zarar veriyoruz sözde
Eroin Güncesi
Eroin GüncesiKanat Güner · Stüdyo İmge · 20011,395 okunma
O kadar yakınsın ki bana, Bir o kadar da uzak, Sanki ilk defa aşık olmuş gibiyim, Uzana bilsem bir adım kadar yakın, Ama sanki ayaklarıma prangalar vurulmuş, O bir adımı atamıyorum, Sadece seyrediyorum seni, Dizlerine yatıp, elini sımsıkı tutmak istiyorum, Gökyüzüne bakar gibi, Gözlerine dalmak istiyorum, Sana bakarken prangaların ayağıma
Reklam
Çok zorlandığım yollardan birinin geçtiğini görünce elini tutmak istiyorum. Çünkü benim elimi kimse tutmamıştı..
Ne güzeldir yaşamın henüz neresinde olduğunu bilmezken, yaz mı kış mı bilmezken, yanaklardan yaşlar süzülerek o yaşlarla kendini ömür boyu sulayacak sarnıcı doldurmak, biriktirmek. Ne güzeldir o hapishanenin bahçesinde çiçek yetiştirmek ve dünyanın omuz omuza sımsıkı doluluğunu yapayalnızken hissetmek. Ne güzeldir hiç beklemeden yirmi yıl beklemek ve kendine mahcubiyetle elini uzatmak. Ne güzeldir unutulmak ve kendini unutmak. Ne güzeldir kendini sevmek için değil görüp duyduklarınla hatırlamak. Mor salkımlar, bal çiçekleri, taş yosunları, kertenkeleler ile bir dili konuşmak. Ne güzeldir suçsuzken ağlamak, yol görmeden yürümek, uçup gitmiş ipek böceği kozalarını biriktirmek, ipeğe ve kaynamaya inanmamak, mercanköşk dalına yaslanarak ama eğmeden yaşamak. Okunan ve içeriyi kanatarak yol alan her dizeye rağmen dışarıya tebessüm etmek, şairin acısını dindirmek, etraf bütün duyulana bîgâne iken içeride kazına kazına yol açan her dize ve düşünceyi ağrıya rağmen ele vermeden içinde tutmak, onlarla, çevrenin uğultusuna karşı gitgide sessizleşen bir içeri ile yaşamak. Ne güzeldir kış akşamı geceye dönerken köprünün oradan uzanan ızgara balık kokusunda bilmediğin bir sebeple sarsılmak ve isabet etmiş bir geçmiş acı ile topallayarak duvara tutunmak. Bilince, çünkü bilince artık acı da çekilemiyor, genç, genç irisi ne acı çekti ise vaktinde, yetişkinliği ve yaşlılığı, bunların anısı ve biriktirdikleri oluyor.
Sayfa 162Kitabı okudu
Sevdiğimiz bir kişinin elini tutmak bile stresi azaltan güçlü bir ilaçtır.
Sevgilim olsun istemiyorum. Sevdiğim olsun istiyorum. Her gün 'görmek' değil. Benim olduğunu bilmek istiyorum! Elini tutmak değil Kıyamadan sadece gözlerine bakmak istiyorum! İki gün değil, ebediyen sürsün istiyorum! Uğruna ölmek değil. O'nun için yaşamak istiyorum!
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.