Bilim teknokratik-bürokratik-elitist bir medeniyetin yapı taşlarını birbirine bağlantılı kılan bir harç durumuna geçtiğinden beri gericiliğin, yani obskürantizmin ideolojik bir göstergesi durumundadır. Bütün haksızlıklar, baskılar ve zulüm kendine bilimsel bir kılıf uydurabilmektedir. Hatta denilebilir ki çağımızda bir kötülük işlemek isteyen herkes önce bilimsel olma kimliğini elde etmek zorundadır.
Sayfa 498Kitabı okudu
Sanat
Bir başka meselemiz daha var bu alanda. Çarpık modernleşme tarihimizin bir sonucu olarak yüksek sanat bizde hep elitist bir iş olarak görüldü. Halkın anlamadığı; vatandaşın aklının, duygusunun erişmediği, kavrayamadığı ancak elitlerin yaptığı ve yapabileceği bir iş olarak görüldü. Modern sanatçının kendini bohem, bunalımda, kavgacı ve aykırı konumlandırma çabası da bunda etkili oldu. Bizim tepeden inmeci ve jakoben modernleşme tecrübemizin sanat ve kültüre olan yansıması, vatandaşı cahil ve zevksiz gören, akılsızlaştıran, duygusuzlaştıran ve özne olmaktan çıkaran bir bakış açısına dönüştü. Bu, çok sorunlu bir yaklaşım ve izleri hâlâ devam ediyor.
Sayfa 257Kitabı okudu
Elitist Nietzsche'ye göre " İnsan kirli bir ırmaktır. Bu kirli ırmağı da içine alarak bozulmadan kalabilmesi için engin bir deniz olması gerekir." Bu deniz evrenin özü, anlamı niteliğini taşıyan "üstinsan"dır."Üstinsan" bütün kötülüklerin, eksikliklerin, uyumsuzlukların ortasında bir ışık gibi bozulmadan, kendi kendisiyle bütünleşen ve yalnız kendi kendisine yeten bir varlıktır.
Sayfa 26Kitabı okudu
Yine Ziya Gökalp de 1923’te, tarihsel dinin araçlarıyla yeni aktörlerin kutsanması yarışına katılacak, milletin doğum müjdesini de bu kutsamanın çocuğu olarak haber verecekti: '
Türkiye’de Allahın kılıcı halkçıların pençesinde ve Allahın kalemi Türkçülerin elinde idi. Türk vatanı tehlikeye düşünce, bu kılıçla bu kalem izdivaç ettiler. Bu
Sayfa 180Kitabı okudu
Bugün için giydiğin muhafazakar gömleğini sakın Din sanma muhafazakar elitist yaşam tarzı bi buçuk seneye kesin çökecek