جُــــدْ بـِـلـُـطـْـفِـــكَ يَـا اِلــهـِـى مَــن لــه زادٌ قـَـلِــيــلٌ
مُـفـْـلِــسٌ بـِالـصـِّـدقِ يَـأتِي عِــنـْـدَ بَـابـِـكَ يا جَــلِـيـل
“Hayrı pek az olan kuluna kerem et Ellâh’ım!
Gerçekden bir müflis ki kapına geldi yâ Celîl...”
ذَنـْـبـُـه ذَنـْـبٌ عَــظِـيـمٌ فـاغـْـفِــرِ الــذَنـْـبَ الـعَــظِـيــمُ
إنــَّـهُ شـَـخــْـصٌ غـَــرِيـبٌ مُـــذْنِـــبٌ عَــبْـــدٌ ذَلـِــيــل
“Günâhı çok büyük. Sen suçunu mağfiret et onun
O ki garîb, günâhkâr ve zelîl bir kulun...”
| Ebubekir (r.a)
youtu.be/9jbrGh-EYac
Müküs,Hizan, Başkale Arvasilerinin dedesi Seyyid Abdurrahman Kutbul Arvasi’nin
Van/Gürpınar/Hoşap köyündeki kabri.
Neslinden gavs seyyid Sıbğatullah, allame seyyid Fehim, son devrin en büyük alim ve velilerinden seyyid Abdülhakim Arvasi hazeratı gibi nice büyükler yetişmiştir.
Manzûr-u Nazâr-ı Pîrân-ı Kirâm es-seyyid Abdülhakîm Arvâsî (Üçışık) Kaddesallâhu sîrrâhu'l azîz. Vefâtları; 1362 (1943)
Şeyh Seyyid Abdülhakim Arvâsî kuddise sirruhu Hazretlerinin Hz. Muâviye radıyallahu anh ve cümle Sahabe i izamı müdafaa için kaleme aldığını arzettiğî ashab ı kiram adlı eseri.
Şeyh Seyyid Abdülhakim Arvâsî kuddise sirruhu İstanbul 'a teşrif ettiklerinde Müteşeyyi' leşmiş (sunni görünümlü şialaşmış kişiler), Hazret hakkında "Muavîye’nin avukatı" geldi demişler..
2023میں100سالہ معاہدہ لوازن ختم ہونےسےترکی کھل کرمسلمانوں کے
حقوق کا تحفظ کرسکےگا۔
اللہ اسےدوبارہ خلافت عثمانیہ جیساعروج
عطا فرماۓ
Ellah’ım.! Bütün Sâdât-ı Kirâm Hazerâtı’nın sırlarını ve makamlarını âlî [yüce] eyle.
آمیـــــــــــــــــن_ثم_آمیـــــــــــــــــن_يارب_العالمـــــــــین
Ashab-ı KiramEsseyyid Abdülhakim Arvasi · Büyük Doğu Yayınları · 20169 okunma
Okçular tepesini terk eden sahabeler kimdi?
İnanın bunu bende bilmiyorum..
Aslında hiç kimse bilmiyor!
Bu asla İslam tarihinde de yazmaz..
Hatta o okçular kimdi öz çocukları da bilmez, eşleri de bilmez.
Çünkü Ashab-ı kiram kimseye söylememiş, saklamış! Radiyallahu Teala Anhum Ecmain..
Ağızlarından bu konu hakkında hiçbirşey çıkmamış.
Hatta ve hatta yıllar sonra Cemel, Sıffın gibi hadiselerde birbirlerine ters düştükleri vakitlerde bile;
Sen zaten Uhud'da da tepeyi terketmiştin!" dememişler! Orada dahi birbirlerini hataları ile vurmamışlar.
Ya Rabbi.. Bu nasıl bir ahlak..
Bizler Uhud'un aslında bir yenilgi değil zafer olduğunu yeni anladık..
Bu ne edeb..
Birbiri hakkında konuşmak için en ufak bir fırsatı kaçırmayan, hatta " amaan olanı söylüyorum, benim niyetim temiz" diye nefsini aldatıp ağzından akan kardeşinin ölü etinin kanlarını temizleyeceği en ufak bir fırsatı kaçırmayan bizlerin buradan alacağı çok ders var...
Hele ki şu mübarek ayda..
Yüce Ellahim Bizleri affet.
Eşe-dosta dua ederken, ismini saymayı unuttuklarım oluyordu. Sonradan aklıma gelince, "Tüh unuttum" diyordum. Hatta bazen "Dua ettin değil mi?" diye sorduklarında, mahcup duruma da düşüyordum.
Derken, şöyle bir çözüm buldum:
"Ellahım, kalbimde olan herkese ve kalplerinde olduğum herkese..." diye başlıyorum artık.
Cümleten âmin :)
Rasûlullah ﷺ şöyle duâ ederdi:
“Ellahım! Şimdiye kadar yaptığım, bundan sonra yapacağım, gizlediğim ve açığa vurduğum, ölçüsüz bir şekilde işlediğim ve benden daha iyi bildiğin günahlarımı affeyle!
Rasûlullah ﷺ şöyle dua ederdi:
“Ellahım, bize verdiklerini artır, eksiltme. Bize ikramda bulun, bizi zelil kılma. Bize ver, bizi mahrum etme.”
(Tirmizi Tefsir, 24/1 Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 34)
Ellahım!
Bizlere öyle bir ahlak ver ki
Bakışımız HAK
Sözümüz HAK
Yaptığımız ve yapacaklarımız senin rızan için olsun.
Yüce Ellah tutacağımız oruçları kabule karin eylesin.
آمين