Bu listeyi daha kolay ulaşabileyim diye buraya yazıyorum. Bu liste Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin SDT dersinde verilmiş okuma önerileridir. Sizlerin de ilgisini çekebilir. Herkese keyifli okumalar. [Toplumbilim Öneri listesi için bakınız; #29219488]
1)Alâeddin Şenel: İlkel Topluluktan Uygar Topluma
2)Alâeddin
İdeolojiler Antik Çağdan beri uzun tartışmaların konusu olmuştur lakin maalesef Demokrasi diğer ideolojilerden daha basit olarak algılanmış ve çerçevesi çok dar olduğu görüşü hakimdir günümüzde.Mutlakiyetçilik, Faşizm, Liberalizm, Sosyalizm ve Muhafazakarlık yanında herkes Demokrasi konusunda bilgi sahibi olduğu görüşünde.Ben de arkadaşlar bu konuda eğitimimin elverdiği kadarıyla okuduğum ve okumayı planladığım birkaç kitabı tavsiye ediyorum. Demokrasinin gerçekten ne olduğu sorusuna cevap vermek için.
Demokrasi Motifleri ( Modelleri ) - Arend Lijphart
Türkiye ve Radikal Demokrasi - Fuat Keyman
Demokrasi Üzerine ( Üstüne )- R.A. Dahl
Sosyal Demokrasi (Sosyal Demokrasi Nedir, Ne Değildir?) - İsmail Cem
Siyasi Düşüncelere Giriş - Ömer Çaha
Dünyada ve Türkiye'de Siyasal İdeolojiler - Ömer Çaha, Bican Şahin
21. yyda Demokrasi Tartışmaları - Yılmaz Bingöl
Medeniyetler Çatışması - Samuel P. Huntington
Öteki olmak, Ötekiyle Yaşamak -Jürgen Habermas
Demokrasi Eleştirisi v Demarşi - Coşkun Can Aktan
Demokrasi,Poliarşi ve Demarşi - Coşkun Can Aktan
Demokrasi- Charles Tilly
Türkiye Demokrasi Tarihi- Mithat Atabay
Demokrasi Nedir? - Alain Touraine
Yurttaşını Arayan Demokrasi- Marcel Gauchet
Demokratikleşme Sürecinde Ordu- Narcis Serra
Kapitalizm Demokrasiye Karşı- Ellen Meiksins Wood
Modernleşme,Kemalizm ve Demeokrasi- Levent Köker
Demokraside Halk Her Zaman Egemendir (Yalan!)- Emilio Gentile
Demokrasi Nefreti-Jacques Rancière
Tavsiyesi olan arkadaşlar lütfen sizde iletinin altına yazmaktan çekinmeyin tavsiyelerinizi.Kitapla kalın.
Son kez söylüyorum: Unutmayın ki imparatorluklar diktikleri çarmıhlarda ancak adaleti sağlayabilirler. Ahlak ve erdem çöktüğünde devleti yönetemezsiniz.
Kapitalizm, toplumsal çalışmanın büyük kısmını mülksüz işçilerin yaptığı bir sistemdir, işçi geçinebilmek ve çalışabilmek için gerekli araçlara erişmek maksadıyla işgücünü ücret karşılığında satmak zorundadır. İşçiler toplumun ihtiyaç ve isteklerini karşılarken aynı zamanda işgücünü satın alanlar hesabına kâr üretir. Nitekim mal ve hizmet üretimi sermaye üretimine ve kapitalist kâr üretimine tabidir. Başka bir ifadeyle, kapitalist sistemin temel amacı sermaye üretmek ve onu artırmaktır.
Marx ve Engels 1840’larda girdikleri en etkileyici polemiklerden bazılarını, “hakiki” sosyalizm olarak tanımlanan bir entelektüel akıma karşı yöneltmişlerdi. “ ‘Hakiki’ sosyalistler,” diye yazıyorlardı Alman İdeolojisi’nde, “sorunun, belirli bir sınıfa ve belirli bir zamana özgü gereksinmeler değil, “en akla yatkın” toplumsal düzen olduğu... yanılsamasına safça inanıyorlar…. [Bunlar] gerçek tarihsel temeli terk edip ideoloji temeline dönüş yapmışlardır.... Artık gerçek insanlarla değil de “İnsan”la ilgilenmeye başlayan hakiki sosyalizm, bütün devrimci coşkusunu yitirmiştir; onun yerine, evrensel insanlık sevgisini ortaya atmaktadır.”