"Bana bir gül yollamış."
Hattın diğer ucundan hayal kırıklığıyla karışık bir homurtu geldi. "Biliyorum, pek kimseyle çıkmıyorsun canımın içi ama köşedeki dükkânda beş dolara satılıyor."
"Kristalden yapılma." Elena konuşurken gülün üstünden son derece dikkat çekici bir biçimde ışık yansıdığı gözüne çarpınca ağzı açık kaldı. "Olamaz."
"Ne olamaz?"
Elena gözlerine inanamayarak yakındaki bir çekmeceyi açtı, içinden ağırlığı biraz dengesiz olduğu için pek kullanmadığı, çok gergin, her maddeyi kesen bir bıçak çıkarıp gülün gövdesini çizmeye çalıştı. Bıçak en ufak bir iz yapmadı. Ancak tam aksini deneyince, gül bıçağın çizilmez yüzeyini çizdi. "Ah, siktir."
"Ellie, yemin ederim hemen neler olduğunu anlatmaz san seni eşek sudan gelinceye kadar döveceğim. Neymiş o? Kan emici bir mutant gül mü?"
Elena kahkahasını bastırmaya çalışarak elinde tuttuğu, tarif edilemez güzellikteki nesneye baktı. "Kristal değil."
"Zirkon mu?" diye sordu Sara dümdüz bir ses tonuyla.
"Ah, bekle, plastik."
"Pırlanta."
Tam sessizlik.
Öncelikle yazar yine mükemmellikler yaratmıştı. Allahtan 3. Kitap çıkmışta öyle okumuşum 2.yi yoksa bekleyemezdim. Öncelikle 10/10 verdim ama sinirlendiğim kısımlar vardı, kurguyla hafif kopukluklar yaşadım çünkü ocak ayında finallerim vardı bir sürü ödev girdi karakterlerin bazılarını dolayısıyla unuttum. Alice ve Iris cinayeti çözüldü bu arada asla tahmin ettiğim birisi değildi. Yüzleşmeler oldu. Stevie'nin cinayeti nasıl çözdüğünü merak ediyorum. Ayrıca David'in mal gibi davranması cok sinirimi bozdu ne o şımarık zengin züppe tavırları. David'in babasına da ayrı sinir oldum. Stevie'nin ailesine de ayrı abi o kadar olaydan sonra kızınızı nasıl öyle bir yere yolladınız. Stevie'nin zekasi cok mükemmel kesinlikle kendisinde Periot ve Sherlock vibe'ı alıyorum. Açıkçası hep bu serinin kitapları çok yanlış zamanda okunuyor ve harcanıyor. Mesela ilk kitabını secilmis olanlara feda etmiştim 9 günde bitmisti bu 20 gunde anca bitmistir yani. Spoi kısmı: Ulan bu bilmeceler 2 aptal genc tarafindan yazilmiss aslında seytanin ta kendisi diye birisi yokmsus. Albert kendi kendine bilmeceyi çözmüş ne zeki adam yaaaa ben olsam asla bilemezdim. Ellie'ye çok üzüldüm ama o tünele nasıl inmiş bir merak ettim keske Ellie'ye özel bir bölüm yapılsaydı merak ettim her şeyi. Bir an onu bulduklarinda jetonum düşmedi ya anlayamadım keşke ölmeseydi. Seri cok baska benim icin bu kitapta bambaşkaydı asiri guzeldi. Okuyun arkadaşlar.
Ellie inkârdan arındırılmış düşüncelerle dolu bir cephanelik yardımıyla ölümle göğüs göğüse çarpıştı. Bu düşünceler öyle etkiliydi ki onları kanser ilaçlarına benzetiyordu:
Şu an yaşıyorum ve önemli olan bu.
Hayat geçici. Her zaman, herkes için.
Benim işim, ölene kadar yaşamak.
Benim işim, bedenimle barışmak, onu her şeyiyle sevmek. Böylelikle, temelim sabit olduğunda, elimi güçlü ve cömert bir biçimde uzatabilirim.
Bu düşüncelerin her birinin, kendi yaşam döngüsü vardı…
T.M.Mazer~☆~ #delilahıntümrenkleri
@artemismilenyum syf 269
Selam bir şahane serinin daha sonuna geldim .
@t.y.mazer kalemiyle tanıştığım bu seriyi çok severek okudum. Biliyorsunuz ilk kitapda Delilah Hazel Matthis Projects şirketinde çalışıyordu. Çok çalışan , işe bağımlı hatta işkolik kızımızın sırları vardı. Ve bir gece yine şirkette