Bir adam düşünün... kaygılanıyor, kaygılanıyor, karaciğerini mahvediyor. Bir süre sonra uzanıp yatıverir bir kenara. Yüreğini de yiyip bitirir, ölür gider.
"Bir şeyler değişiyor," dedi. "Ne olduğunu bilmiyorum. Belki sağ kalıp göremeyiz. Ama değişiyor. Bir tedirginlik, sabırsızlık var. İnsan hiçbir şey anlamıyor... korkuyor."
"Ne yapacağımı bilemiyorum, dedi. Anne, hiç bilemiyorum ne yapacağımı. Bilemiyorum."
Anne onun dizini okşadı. "Bak, dedi. Yüzüme bak benim. Sana anlatayım. Biraz zaman geçince, acısı bu kadar kötü olmaz artık. Biraz geçsin, görürsün.