Elmas Cevher Nur

Elmas Cevher Nur
@elmascevhernur
Tam münevverü'l-kalb bir âbidi, küre-i arz bomba olup patlasa, ihtimaldir ki; onu korkutmaz. Belki; harika bir Kudret-i Samedaniye'yi, lezzetli bir hayret ile seyredecek. (RNK)
... onların usûlünce hapse müstehak olduğumuz halde hapsimize tarafdar çıkmıyorlar, aman hapse girmesinler diyorlar. Sebebi: Birden Denizli hapsi bir Nur medresesi olmasıyla hem oradan başka hapishanelere gidenler oraları tenvire çalışmaları, gizli düşmanlarımızı bütün bütün şaşırttı, onun için hapisten çıkmamıza onlar da tarafdar oldular.
Sayfa 252 - Vaziyetimiz bir nevi nurânî müdafaadır.
Reklam
Bütün semavî kitapların ve bütün peygamberlerin en büyük davası Hâlık-ı kâinat'ın uluhiyet ve vahdaniyetini ilandır. Kur'an baştan başa tevhidi gösterir. İşte Asâ-yı Musa da Müslümanlara ve umum beşeriyete Cenab-ı Hakk'ın birliğini ve delail-i vahdaniyetini güneş gibi göstermesinden, en büyük bir mütefekkir ile bir dinsizi ve bir feylesofu hakaik-i imaniyeyi tasdike mecbur ettiği gibi; en âmî bir adamın da en yüksek hakikatleri, en büyük bir suhuletle anlamasını temin eden, tevhidi gösteren, âyât-ı Kur'aniyenin en kudsî bir tefsiridir. Aynen ismi gibidir. Nasıl ki Musa aleyhisselâm elindeki asâsıyla kara taşlardan, çorak vâdilerden, ateş fışkıran çöllerden âb-ı hayatı fışkırttığı gibi Asâ-yı Musa da vahdaniyet-i İlahiyeyi ispat etmesiyle dünya ve âhiret âlemlerini ziyadar edecek tevhid nurlarını fışkırtıyor; taş gibi kalpleri, mum gibi eritiyor; şevki ile gönülleri teshir ediyor.
Sayfa 307 - Vaziyetimiz bir nevi nurânî müdafaadır.
Bir Nazar-ı Peygamber
Birdenbire kalbeder; bir bedevî câhil, bir ârif-i münevver. Eğer mîzan istersen; İslâm'dan evvel Ömer, İslâm'dan sonra Ömer. Birbiriyle kıyâsı; bir çekirdek, bir şecer... Def'aten verdi semer, o Nazar-ı Ahmedî, o himmet-i Peygamber. Cezîretü'l-Arab'da, fahmolmuş fıtratları kalbetti elmaslara, birdenbire serâser...
Sayfa 689

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aşkın Meali 3 - Hz. Ali ve Fatma
Aşkın Meali 3 - Hz. Ali ve FatmaSinan Yağmur
9/10 · 1.425 okunma
Tûr dağını yaşa Ki bilesin nerde Kudüs Ben Kudüs’ü kol saati gibi taşıyorum.
Nuri Pakdil
Reklam
Risale-i Nur, iman-ı billah ile tevhidi en yüksek derecede, aynelyakîn ve hakkalyakîn bir surette göze gösterip bütün letaifi a'zamî derecede doyurmasıyla imanı taklitten kurtarıp derece-i tahkike yükseltir.
Sayfa 320
104 syf.
9/10 puan verdi
Nuri Pakdil
Nuri PakdilSıddık Akbayır
9.2/10 · 25 okunma
Şeriat-ı Garrâ
... Hane sahibi demiş: - Biz emr-i İlahî namına ve adalet-i şer'iye hesabına hırsızın elini kesiyoruz. Misafir dedi: - Öyle ise, çoğunuzun bir eli olmamak lâzım gelir. Hane sahibi dedi: - Ben elli yaşıma geldim. Bütün ömrümde bir tek el kesildiğini gördüm. Misafir taaccûb etti. Dedi ki: - Memleketimizde her gün elli adamı hırsızlık ettikleri için hapse sokuyoruz. Sizin buradaki adaletinizin yüzde biri kadar te'siri olmuyor. Hane sahibi dedi: - Siz büyük bir hakikatten ve acîb ve kuvvetli bir sırdan gaflet etmişsiniz, terk etmişsiniz. Onun için adaletin hakikatini kaybetmişsiniz. Maslahat-ı beşeriye yerine, adalet perdesi altında garazlar, zalimane ve tarafgirane cereyanlar müdahale eder, hükümlerin te'sirini kırar. O hakikatin sırrı budur: Bizde bir hırsız elini başkasının malına uzattığı dakikada, hadd-i şer'înin icrasını tahattur eder. Arş-ı İlahî'den nazil olan emir hatırına gelir, imânın hassasiyle, kalbin kulağıyla Kelâm-ı Ezeli'den gelen ve hırsız elinin idamına hükmeden âyetini hissedip işitir gibi imânı ve i'tikadı heyecana ve hissiyat-ı ulviyesi harekete gelir.
Sayfa 350
Reklam
416 syf.
8/10 puan verdi
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala
8.1/10 · 20,1bin okunma
Hem hâkimiyet bir makam-ı izzettir; rakib kabul etmek, o hâkimiyetin izzetini kırar. Evet aczi için çok yardımcılara muhtaç olan insanın, cüz'î ve zâhirî ve muvakkat bir hâkimiyeti için kardeşini ve evladını zalimâne öldürmesi gösteriyor ki: Hâkimiyet rakib kabul etmez. Böyle bir aciz, böyle cüz'î bir hâkimiyet için böyle yaparsa; elbette, bütün kainatın mâliki olan bir Kadîr-i Mutlak'ın hakikî ve küllî rubûbiyetine ve uluhiyetine medar olan kendi hâkimiyet-i kudsiyesine başkasını teşrik etmesi ve şerike müsaade etmesi hiçbir cihetle mümkün olamaz.
Bir memlekette iki padişah, hatta, bir nahiyede iki müdür bulunsa; intizam bozulur ve idare herc ü merc olur. Halbuki sinek kanadından tâ semâvât kandillerine kadar ve hüceyrât-ı bedeniyeden tâ seyyaratın burçlarına kadar öyle bir intizam var ki, zerre kadar şirkin müdahalesi olamaz.
Sayfa 110
Risale-i Nur, tahkikî iman dersleri verir. Şakirdlerini her türlü fenalıktan alıkoyar. Kalplere doğruluk aşılar. Onu hakkıyla anlayan, artık fenalık yapamaz. Onun içindir ki bugün memleketin her tarafındaki Risale-i Nur talebeleri, asayişin manevi muhafızı hükmündedirler. Şimdiye kadar hiçbir hakiki Nur talebesinde asayişe münafî bir hareket görülmemiş, adeta Nur talebeleri zabıtanın manevi yardımcısı olmuşlardır. Risale-i Nur talebelerinin rıza-i İlahîden başka, a'mal-i uhreviyeye müteveccih olmaktan gayrı düşünceleri yoktur. Şu halde Risale-i Nur'a garazkâr tertipler hazırlayanlar, perde arkasındaki malum din düşmanlarından başka kimse değildir.
Sayfa 306 - Vaziyetimiz bir nevi nurânî müdafaadır.
Risale-i Nur, erkân-ı imaniyeyi ve âyât-ı Kur'aniyeyi tefsir ederek öyle bir tarzda beyan eder ki hiçbir münkir, hiçbir dinsiz, o hakikatleri inkar edemez. Hem riyazî bir kat'iyetle ispat eder, göze gösterir, aklı doyurur, letaifi kandırır; artık hiçbir imanî ve Kur'anî hakikati inkara mecal kalmaz. Bundan dolayıdır ki dinsizler, komünistler, bu memlekette Risale-i Nur varken mel'unane fikirlerini saha-yı tatbike koyamadıklarından ve bir manevi bekçi gibi Risale-i Nur daima karşılarına çıktığından, Risale-i Nur'un her vecihle neşrine set çekmeyi gaye edinmişlerdir.
Sayfa 306 - Vaziyetimiz bir nevi nurânî müdafaadır.
1.395 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.
Resim