...bir masal anlatıcının başka bir topluluğa ait olan masalı anlatması yasaktı. Böyle bir şey olduğunda bu suçu işleyen, at hırsızlığı kadar ağır sayılan bu suçtan yargılanırdı, nitekim bu suç Doğu ülkelerinde en büyük suçlardan biri sayılırdı. Hırsız aşağılanır, ona ne su ne de ekmek verilirdi. Tanınmadığı bir diyara göç etmesine izin verilirdi sadece. Anadolu'nun masal hazinesinin el değmeden günümüze kadar ulaşmış olması, bu düşünsel eserlerin ne kadar ağır şartlarda korunduğuyla ilintili olabilir.
Unutulmaması gereken başka bir şey, Türkiye'de bir masal anlatıcının eleştiri yapabilen ve bunun için yargılanmayan tek insan olduğudur. Bir masal anlatıcı masal anlatırken, halkın içinde olan ama kimsenin dile getiremediği şeylerden bahsederdi. Bir sultana, vezire, değersiz zenginlere ve tüm zayıflıklanı barındıran güçsüzlere halkın ne düşündüğünü açıkça anlatmaktan çekinmezdi. Güç sahibi insanların, masal anlatıcılanından korkmaları ve halk isyanlarında hepsini barış olana kadar bir yere kapatmaları bundan kaynaklanırdı.
Yazar ve kitabından İstanbul'da katıldığım 2. Uluslararası İstanbul Hikâye Anlatıcılığı Festivali'nde haberdar olmuştum. Baskısı tükenmiş bir kitap. İçinde 11 farklı hikâye (masal) var. İlk hikâye olan "Kadı'nın Namazı" harika bir hikâye. Gerçi Sheakspeare'nin Venedik Taciri'ni andırıyor ama yine de iyi. "Halime" isimli hikâye de içerdiği anlamlar bakımından oldukça hoşuma gitti. Kitabı sadece ben değil, annem de beğendi. Çünkü kendisine sesli okuduğum bir kitap oldu bu. Üç kitaplık serinin ilk kitabıymış Kervansaray Ateşlerinin Başında ama diğerlerini bulamadım. Kamphoevener bu hikâyeleri Türklerden dinlemiş. Yanlış değilse Almanya'da da aynı isimde bir radyo programı yapmış. 1001 Gece Masalları tadında hikâyeler okumaya değer.
Erkeklerin bana taktığı bu isim, hayatım boyunca en gurur duyduğum şey olmuştur ve beni en mutlu edecek şey ise masallarımın dünyayı dolaşması, aynı ilgiyi görmesi ve okuyan birinin "Teşekkürler Dost Masalcı" demesidir. Hepinize Allahaısmarladık!
Elsa Sophia von Kamphoevener
" ALLAH selamet versin... ALLAH'a emanet...
Selamet ve emanet sözcükleri, bir masal anlatıcının her masalda kullandığı ve anlattıklarının özünü ortaya koyan sözcüklerdir. Bu masalların geldiği diyarlarda Allah'sız bir iş yapılmaz, insana ruh ve akıl bahşeden Allah'a derinden bağlıdır herkes."