ELSA'NIN GÖZLERİ
Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de
Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm
Orada bütün ümitsizleri bekleyen ölüm
Öyle derin ki herşeyi unuttum içlerinde
Louis Aragon
ELSA'NIN GÖZLERİ
Maviden de mavidir gök buğdayların üzerinde
Mavi göğün hüznünü boşuna dağıtır rüzgâr
Açılır mavisi gözlerinin bir yaş parıldayınca
Gökleri kıskandırır her yağmur sonrasında
“Ne derinmiş içmeye eğildiğim gözlerin
Gördüm ki güneşlerin yansır oraya tümü
Her umutsuz onlara dalıp bulur ölümü
Ben kendimi yitirdim ta dibinde o yerin…”
Öyle derin ki gözlerin içmeye eğildim de
Bütün güneşleri pırıl pırıl orada gördüm
Orada bütün ümitsizlikleri bekleyen ölüm
Öyle derin ki her şeyi unuttum içlerinde.
Uçsuz bir denizdir bulanır kuş gölgelerinde
Sonra birden güneş çıkar o bulanıklık geçer
Yaz meleklerin eteklerinden bulutlar biçer
Göklerin en mavisi buğdaylar üzerinde.
Karanlık bulutları boşuna dağıtır rüzgâr
Göklerden aydındır gözlerin bir yaş belirince
Camın kırılan yerindeki maviliğini de
Yağmur sonu semalarını da kıskandırırlar.
Ben bu radyumu bir pekbilent taşından çıkarttım
Benim de yandı parmaklarım memnu ateşinde
Bulup yeniden kaybettiğim cennet ülke
Gözlerin Perumdur benim Golkondum, Hindistan'ım
Kainat paramparça oldu bir akşam üzeri
Her kurtulan ateş yaktı üstünde bir kayanın
Gördüm denizin üzerinde parlarken
Elsa'nın Gözleri Elsa'nın gözleri Elsa'nın gözleri.
Louis Aragon / Elsa'nın Gözleri, Çeviren: Orhan Veli Kanık.
Vurun bakalım bana tam sırasıdır vurun
Gülün suskunluğuma yüzüme tükürerek
İşim değildir benim sövgüleri hoş görmek
Tek söz söylemiyorsam nedenleri var bunun
Kim söyleyebilir ki nerede başlar bellek
Kim söyleyebilir ki nerede biter "şu an"
Geçmişle içli türkü nerde olur tek gerçek
Mutsuzluk nerde farksız olur solmuş kağıttan