Sanıldığı kadar korkunç değildir can acısı, ondan daha hızlı koşup önüne geçmek neredeyse bir aritmetik meselesi, kimseye anlatamaz,paylaşamazsın, kendinle bile, ama biter bitmez unutursun. Eninde sonunda biraz suya, çorbaya, bir döşeğe, sobaya hatta ısrarla hikaye anlatan televizyona kavuşursun. Keşke bir ot, bir yaprak olsaydı dişlerimin arasında emebileceğim, bir su sesi, şırıl şırıl akan bir ırmak, denize düşen yağmur damlaları...