Sosyal medyada şöyle bir gördüm kitabı. Ve ismine hayran oldum. Başka bir kitap ismi beni bu kadar anlatabilir miydi bilmiyorum. Kahve konusunda okeyiz ama tabi sanat konusunda onlar akademi ben anasınıfı düzeyindeyim sanki.
Kitap iki kişinin genel olarak sanat hakkındaki diyaloglarını içeriyor. Ama nasıl bir gerçekelik barındırarak. Zaman geçiyor insanlar geliyor gidiyor. Tamamen doğaçlama gibi. İçerik yalnız anlayabildiğimiz kadarıyla çok sağlam yapay zekadan tutun da sosyalist ya da dini bakış açısının sanata yansımaları bir güzel sohbet havasında anlatılıyor. Kitapta hoşuma gitmeyen tek bir cümle bile olmadı. Kitaba dokunan ellerimi çekip ara ara alkışladım bile.
Eğer istisnai bir durumu yoksa, Adana’da bir toprak işçisi Orhan Kemal veya Yaşar Kemal gibi isimleri okumaz ama asıl yansıtılan fikir ve hayat onlarındır. (Orhan) Pamuk ise kime yazdıysa onlar tarafından okunur.
-… matematik değil de her şeyde olduğu gibi, biz zavallıyız…
- bu zavallılık ekonomiyi, ilişkileri, insanı, toplumu ve sanatı tetikleyen şey. Adım atmamıza fırsat veren şey bu zavallılık. Oturan boğa ya da bin göğüslü Kibele değiliz. Tanrı değiliz biz. Kilden ve taştan çıkma tapınak ya da mermerden üreme bir Zeus putu değiliz. Canlılığın ölümüdür bu taşlaşmış durgunluk, mezar taşına götürür bizi. Biliriz ve bundan kaçarız. Sanat bu zavallılığın ve canlılığın ürünü.