"Emanet" kelimesinin taşıdığı manalardan korkuyordum. Dağların ve göklerin reddedip insanın cahilliğinden taşıdığı da "emanet" değil miydi?
"Biz emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. İnsan çok zalim ve cahildir." ( Ahzap,72)
Bu şiirdeki gu-guk-guk sözcükleri Kumrular taklit edilerek okunacaktır. :)
Gecenin vitrinine konulmuş
Büyük bir yakut parçasıydı sabah
Mahalle kahvelerinde
Sıcak çaydan adamların
Yüzleri ağarırdı ilk ışıklarla
Gençlerin güzellerinin makbul olduğu
Tek ülkeydi ülkem
Benimse yüreğim
Koltuk altına sıkıştırılmış,
Yenik bir tavla maçı
Her nasip, Kader-i Mutlak'ın semeresini, niyetin göğe açılmış ellerinde, bir emânet gibi taşır ve vakti geldiğinde, ilk kez tadılan bir lütuf yahut hüzün şeklinde zuhur eder.Biz Gülbeşeker'im ile namı diğer
özlem 'le aylar evvelinden Makalat'ı birlikte okumaya karar verdik. Heyecanla vaktinin gelmesini bekledik.Bir
Julia, Roma'da çıkmaz bir sokakta yer alan, kitapların dökülmeye yüz tutmuş sayfalarının kokusunu duyduğunda, vitrinden ona bakan müzik kitabını ve içinde bulunan, Incendio adlı beste ayaklarının ucuna düştüğünde, kendine bu değerli hediyeyi almaya karar verir. Girdiği antikacı ise onun dilini anlamasa da müzisyen olduğunu anlayıp kendi dilinde