Allah "Emaneti ehline veriniz" buyurduğuna göre, kişinin zâti durumu bizi hiç alakadar etmez. -İşi- kim doğru, güzel, temiz, usulüne uygun yapıyor ise ona vermemiz Allah'ın emridir.
'' Hikmeti ehli olmayana bildirmeyin (anlatmayın) Zira bu durumda hikmete haksızlık etmiş olursunuz. Ehil olandan da esirgemeyin bu defa da ona haksızlık etmiş olursunuz. ''
Muhatap neyi hak ediyorsa onu ona vermelidir, bu vahyin temel bir ilkesi olan '' emanetleri ehline veriniz'' kaidesine de uygundur. emaneti de sadece eşya emaneti olarak anlamalıdır. ilim hikmet, bilgi, sır, namus, İffet, sevgi, nefret hepsi birer emanettir. O halde ehline verilmeli ehline takdim edilmelidir.
Dünyada ne kadar sapıklık varsa, aşırılıktan kaynaklanır. Hem fikren, hem bedenen…
s.10
İnsanlar da böyledir, muhabbetlerini ifade edemedikleri için ağlarlar.
s.19
Dervişlik, günlük hayattan kopmak değildir.
s.24
Onun kapasitesi doldurmakla o mükellef, benim kapasitemi doldurmakla ben mükellefim. Hiçbirimizin kapasitesi eşit değildir. Herkes
Sezai Karakoç
Bu kitabı çizmeyeyim diye kenarlarını kıvırayım dedim bu sefer de bütün sayfalarını kıvırmış oldum.
Her satırın altı çizilecek kadar güzel ya da her sayfa kıvıracak kadar önemli.
Harika bir Diriliş
27 başlık içeriyor.
Benim beğendiğim ve gerçek entelektüel bu diyebildiğim yazardır kendisi. Şiirleri ve yazılarıyla yeri başka.
Alıntı:
"Emâneti ehline veriniz" diyor Allah, kutsal kitabında. Bu, aynı zamanda "Ben, emâneti ehline ve- ririm" demektir.
Emânetin ehli kimdir? Tek kelimeyle söylersek: insandır. Onun içindir ki, kutsal emâneti, Allah insa- na verdi. O emâneti ki, ona dağ dayanamayıp kül oldu. Melekler, emânetin verildiği yaratıklar değillerdir; belki, onun bekçileri, yardımcıları, koruyucularıdır. Şeytana gelince, emânetin ona verilmesi bir yana, onun verileceği vazifeliye yardım görevinden bile kaçtı. Ve ona, sürekli karşı koyuş, emânetin ehline verilmemesi için sürekli ayartma görevi verilmiş oldu böylece.
Herkes, istese de istemese de, emânetin ehline gitmesi için görevlidir. Bunun farkındadır veya de- ğildir. Bunun bilincindedir, ya da değildir. Ona yar- dım ederken de, karşı koyarken de görevlidir.