Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Toplumların ilerleme ölçüsü, endüstrinin gelişmesi ve aletlerin tekâmül derecesidir. Bu da emeğin örgütlenmesine bağlı. "İktisadın kanunları tarihin kanunlarıdır". Emek toplumların ekonomisini şekillendirir, proletaryayı kurtarır, milletleri zenginleştirir veya fakirleştirir. Devrimlerde rol oynar emek, siyasî rejimleri tayin eder. Smith'den beri yalnız üretim, mübadele ve kredi ile uğraşan iktisat, hakikatte atölyenin ve hükümetin örgütlenmesi, genel eğitim, ailenin kuruluşu, toplumların idaresi gibi konuları da kucaklar. Emek cemiyetin plastik gücüdür, sosyal gelişmenin çeşitli aşamalarını tayin eden ana düşüncedir, toplum yaşayışının iç ve dış organizmasıdır.
Sayfa 383 - İletişim Yayınları, 10. Baskı
Devlet kapitalizmi başlıklı makale
1)Devlet Kapitalizmi kapitalist üretimin tarihsel eğilimi mi? Marx kapitalizmin yasalarını değiştirmeden özel sermaye gibi işleyen bir devlet sermayesinin varlığından söz etse de (Kapital II, 90), görünüşe bakılırsa, Kapital devlet kapitalizmine doğrudan göndermede bulunmuyor gibiydi. Bununla birlikte Marx'ın ve Engels'in devlet
Yordam KitapKitabı okudu
Reklam
Emek ve Sermaye
" Devlet, sermayenin sorumluluklarını üstlendiği anda o sıkıntılarda ortadan kalktı." diye yanıtladı Dr. Leete. " Emeğin tek yönetim altında ulusal örgütlenmesi, istediğin zamanınızda ve sizin düzeninizde haklı olarak çözümsüz görünen emek sorunun kökten çözümüydü. Bütün ülke tek işverene dönüştüğünde, tüm yurttaşlar da yurttaşlıkları dolayısıyla ekonomideki gereksinimlere göre dağıtımı yapılan işçilere dönüştüler." "Demek ki" diyerek düşüncemi belirttim, " emek sorununa, bizim zamanımızda bilinen biçimiyle zorunlu askerlik hizmeti ilkesini uyguladınız."
Sayfa 49 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
"Emeğin kapitalist anlayışla yeniden örgütlenmesi sadece sınıflar arası ilişkileri değil cinsler arası ilişkileri de değiştirdi."
Sayfa 60
Kapitalizm
Kapitalizm barışçıl bir ortamda kazancı arttırmak için özgür emeğin rasyonel bir işletme olarak örgütlenmesi demektir.
Sayfa 63 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Keşke başka şeylere inansaydın reis?
Özgürlüğü insanlığın ilk koşulu olarak savunduğum için, dünya çapındaki bir eşitliğin, emeğin kendinden örgütlenmesi, özgürce örgütlenmiş olan üretici birliklerinin ortak mülkiyeti ve despotik ataerkil devletin yerini alacak olan komünlerin spontan federasyonları aracılığıyla sağlanması gerektiğine inanıyorum.
Reklam
Bununla birlikte, emeğin örgütlenmesi ifadesi, atölyenin örgütlenmesi, ordunun örgütlenmesi, polisin örgütlenmesi, hayır işlerinin örgütlenmesi, savaşın örgütlenmesi gibi açık ve rasyonel bir anlam taşır. Bu açıdan ekonomistlerin pole­miği acınacak bir aptallığın damgasını taşır. Emeğin örgüt­lenmesinin bir ütopya ve kuruntu olmadığı da bir o kadar kesindir; çünkü, uygarlığın en üstün koşulu olan emek var olduğu andan itibaren zaten bir örgütlenmeye tabi kılınmış­ tır, bu örgütlenme ekonomistleri tatmin ederken sosyalist­lerce iğrenç bulunmuştur.
bugüne kadar gördüğüm en güzel eleştiri:)))
Günümüzde en tartışmalı sorun kuşku yok ki emeğin örgütlenmesi sorunudur. Vaftizci Yahya'nın çölde, Tövbe edin! diye vaaz etmesi gibi, sosyalistler de dünya kadar eski şu yeniliği her yerde söyleyip duruyorlar: Emeği örgütleyin!; fakat bu örgütlenme­nin ne olması gerektiği hakkındaki fikirlerini asla söylemi­yorlar.
İnsanı anormallikten, dolayısıyla suçtan ve günahlardan ne karınca yuvası, ne “dördüncü sınıfın” zaferi, ne yoksulluğun ortadan kaldırılması, ne de emeğin örgütlenmesi kurtarabilir.
Mahnovist hareketin tarihine girmeden önce, belirtilmesi gereken bir nokta var; Rus Devrimi’ne “Ekim Devrimi” denildiğinde, farklı iki olgu birbirine karıştırılıyor: Kitlelerin, devrimi gerçekleştirirken kullandıkları sloganlar ile devrimin sonuçları.1917 Ekim kitle hareketinin sloganı “Fabrika İşçinin, Toprak Köy­lünün” idi. Kitlelerin tüm toplumsal ve devrimci programı, şu kısa ama oldukça anlamlı şiarla dile getirilmişti: Kapitalizmin, ücretli eme­ğin, devlete olan köleliğin yıkılışı ve üretenlerin özyönetimine dayalı yeni bir yaşamın örgütlenmesi. Ancak, Ekim programı gerçekte hiçbir şekilde hayata geçirilmedi. Kapitalizm yıkılmadı, tersine reforme edildi. Ücretli emek ve sömürü devam etti. Yeni devlet aygıtının işçi­lere uyguladığı baskı, büyük toprak sahipleri ve kapitalistlerin hakim olduğu devlet aygıtının baskılarından daha az değildir. Bu nedenle Rus Devrimi ancak çok öznel ve dar bir bakış açısıyla “Ekim Devri­mi” diye adlandırılabilir: Komünist Parti’nin amaçlarını ve görevleri­ni gerçekleştirmesi olarak. Ekim Devrimi, tıpkı Şubat-Mart 1917 Devrimlerinde olduğu gibi, Rus Devrimi’nin genel ilerleyişinde sadece bir aşamaydı. Ekim hare­ketinin devrimci güçleri, Komünist Parti tarafından kendi plan ve amaçları için kullanıldı.
Reklam
Fordizm (montaj hattı) ve Taylorizm (emeğin “bilimsel” örgütlenmesi) gibi mekanize üretim yöntemleri emeği niteliksizleştirerek işçi konseyilerinin ayağının altındaki toprağı kaydırmıştı.
Emeğin örgütlenmesi sadece başkalarının bizim için yapabildi­ği işlerle ilgilidir, örneğin hayvan kesimi, tarlaların işlenmesi gibi... Diğer işler egoiste kalmaya devam eder, örneğin hiç kimse senin yerine müzik besteleyemez, senin yerine ressamlık yapamaz ve bunun gibi işleri başarama z . Hiç kimse Rafael'in çalışmalarının yerini tutacak bir çalışma yapamaz . Bu çalışmalar bir Biriciğe ait­tir ve sadece bu Biricik bunları başarabilir. Oysa diğer çalışmalara "insanca" işler demek yerinde olur, çünkü birinin onlardaki kendi payı çok azdır ve hemen hemen "her insan" o işleri yapacak duruma getirelebilir.
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.