(…)
2. Toplumsal emek araçları, onlara el koyanların (ya da sahiplerinin) ellerinde, sömürü araçları haline geldi. İşçilerin bu yüzden emek araçlarına, yani yaşam kaynaklarına el koyanların iktisadi boyunduruğu altında olması, bütün biçimleriyle köleliğin temelidir; toplumsal sefalet, zihinsel körelme, siyasala bağımlılık.
3. Bu sömürünün egemenliği altında, sömürülenler tarafından yaratılan zenginlik giderek artan bir hızla sömürücülerin (kapitalistler ve büyük toprak sahipleri) ellerinde birikiyor, emeğin ürününün sömürücüler ile sömürülenler arasındaki bölüşümü durmadan daha eşitsiz hale geliyor, proleterlerin sayısı ve geçim güvencesizliği durmadan artıyor vb.
(…)
7. İşçi sınıfının kurtuluşu sadece işçi sınıfının kendi eseri olabilir. İşçi sınıfının, kurtuluşunu, hasımları ve sömürücüleri olan kapitalistlerden ve büyük toprak sahiplerinden de, büyük sömürücülerin rekabeti karşısında ezilirken onların ya da işçilerin saflarına katılmaktan başka çareleri olmayan küçük burjuvalardan ve küçük köylülerden de bekleyemeyeceği apaçıktır.