-Yüreğimizi neden dinlemeliyiz?
-Çünkü yüreğin neredeyse hazinen oradadır.
Kişisel menkıbesini gerçekleştirmek için çıktığı yolda önüne çıkan durakların alegorisine göz atacak olursak: çobanlık içe dönme ve sessizliği; billur dükkânında çalıştığı süre işe gösterdiği ve kazandıklarıyla emeği; çöl hayatında çölün ruhuna, evrenin ruhuna ulaşmasıyla gelişiminin tepe noktasını simgeliyor olabilir. Hazinesini gökte ararken yerde bulması, manevi varlığını çoğaltırken maddi varlığını da arttırabilmesi evrenin dilini çözmesiyle ilgili olsa gerek. Maddi hazineye giden yolda manevi varlığını da tamamlayabilen çobanın tek kazancı altından çok daha öte oluyor. Romanı okumayanlar için bunda sonrası romanın sonu hakkında fikir vereceğini önceden söylersek: en sonunda kök salmaya çöle dönüyor. Âşık olduğu kadının yanına gidince yaşamı tamamlanıyor. Bu açıdan normal hayat döngüsüyle çobanın yolculuğu oldukça benzeşiyor: hayat gayeni unutma, emek ver, maddiyatı düşünme çünkü kişisel menkıbesini yaşayana hayat cömerttir, âşık ol, kök sal. Yaşadığı psişik çöl deneyiminden sonra gene beşeriyete dönmesi sıradan bir insanın hayatına işaret ediyor. Sıradanlaşması gerekenin aslında hayat gayesinin peşinden koşmak, menkıbeyi bulmak olduğunu anlıyoruz. Sıradan insan hayatının büyük menkıbeleri taşıyabileceğini görüyoruz.