Jean Jacques Rousseau’nun Emile adlı eserini okumak, yeniden doğmak gibi… Bir eseri okurken onun bitmemesini isteyip yavaş yavaş okumanın hazzı tastamam böylesi bir eser için uygun sanırım. Tıpkı Cervantes’in Don Quijote metnini okurken:” keşke sonsuz bir metne dönüşse” demek gibi.
İnsan kendisini tamir edecek şeylere yakın durmalı:
Sanata, şiire, sohbete, arkadaşa, seyahate, kitaba, tabiata, gökyüzüne, denize,ağaca, toprağa, müziğe...
kısaca HAYATA..
📜 Emile Zola
Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk konservatuvarı olan Darülbedayi açıldığında, Kınar Sıvacıyan 19 Ocak 1916'da halka açık sahnelenen ilk oyun olan Emile Fahre'nin La Maison D'Argile isimli eserinden uyarlanan Çürük Temel isimli oyunda rol aldı. Bu oyunun geliri Asker Ailelerine Yardımcı Hanımlar Cemiyeti'ne verildi.
Çürük Temel'in ilk gösterisi
19 Ocak 1916 Çarşamba, Tepebaşı Kışlık Tiyatrosu, saat 21.30
Yer yarılmış da
sanki dürüst insanlar toprağın altına girmişti.
Evrensel Aptallık ve Uyuşuklukların gölgesinde Cehalet;
Yüce saltanatını sürdürüyordu.
Emile