Bir insanın bir yerden çekip gidebileceğini ama böylelikle bir hikâyeden çıkıp gidemeyeceğini tahayyül edemiyor, henüz bilmiyor bunu, günü gelecek, ancak yıllar sonra bir insanın kendi hayatından kaçabileceğini ama gölgesinden kaçamayacağını fark edecek.
Ona götürdüğü sürprizin dışında böceğin, ıslıkların, bıçağın, emrin, şikayetlerin, silahın, kafadaki deliğin, ılık kanın ve kötü kokan beynin hikâyesi de var.
'Çocuklarımıza ne söyleyeceğim. Artık tahammülünün kalmadığını nasıl söyleyeceğim... Vaktiyle ebenin verdiği kurdeleyle, ufaklığa talih getirmesi beklenen kordonla kendini astığını... Son saatinde inancımıza ihanet ettiğini nasıl anlatacağım?'
'Şayet ölümünün beni alt etmesine izin verirsem bir kez daha yoldan çıkacağım... O zaman senin yüzünden ne teselli ne bağışlanma bulacağım. Senin yüzünden, O beni oğlu olarak istemeyecek... Gerçi O olsaydı senin terk edip gitmene izin vermezdi... Belki de O aslında yoktur...'
"... çünkü bomboş günlerim, çünkü farklı değilim, hayali bir yaşamı benimsemek için canhıraş çaba sarf ederken bir yandan asla metnin kendisi değil, bağlamı olabilen ve kendi hayatları bomboş bir yüzyılın içinde çözünüp dağılan dönemdaşlarım gibiyim ben de. "