Sonsuzluk demiş Emily Dickinson, şimdilerden oluşur. Peki insan yaşadığı anda olmayı nasıl başarabilir ? Öteki şimdilerin hayaletlerinin araya girmesini nasıl önler ? Kısacası nasıl yaşayabilir ?
Sonsuzluk, demiş Emily Dickinson, şimdilerden oluşur. Peki, insan yaşadığı anda olmayı nasıl başarabilir? Öteki şimdilerde hayaletlerinin girmesini nasıl önler? Kısacası, nasıl yaşayabilir?
Bir Kalbi kırılmaktan koruyabilsem
Yaşamış olmayacağım boşuna
Bir Hayatı Acıdan kurtarabilsem
Bir Ağrıyı dindirebilsem ya da
Ya da bayılan bir Ardıç Kuşunu
Koyabilsem yeniden Yuvasına
Yaşamış olmayacağım Boşuna.
Yürek! Onu unutacağız!
Bu gece - sen ve ben!
Sen verdiği sıcaklığı unutabilirsin -
Işığı unutacağım ben!
İşini bitirdiğinde, ne olur söyle
Ki hemen başlayayım!
Çabuk ol! yoksa sen oyalanırken
Ben onu hatırlarım!
I felt a Funeral, in my Brain,
And Mourners to and fro
Kept treading - treading - till it seemed
That Sense was breaking through -
And when they all were seated,
A Service, like a Drum -
Kept beating - beating - till I thought
My mind was going numb -
And then I heard them lift a Box
And creak across my Soul
With those same Boots of Lead, again,
Then Space - began to toll,
As all the Heavens were a Bell,
And Being, but an Ear,
And I, and Silence, some strange Race,
Wrecked, solitary, here -
And then a Plank in Reason, broke,
And I dropped down, and down -
And hit a World, at every plunge,
And Finished knowing - then -