En alçakgönüllüsü bile kendinden emindi. Beni en çok sinirlendiren de buydu, kendilerinden emin olmaları. Neden emindiler söyler misin bana, oysa öteki tarafta ben, başında bin türlü dert olan zavallı ben, her şeyin bir pelteye benzediğini, etraftaki her şeyin titrediğini hissedecek kadar bilinç sahibiydim; biraz dikkat etmek, biraz oturup kulak vermek, susup dinlemek yetiyordu delikleri bulmak için.