Emine Bulut ile Rabia Naz ile, çocuk istismarcılarının affına karşı TBMM'ye el koyarak; Ayşegül Terzi ile laikliği sahiplenerek, "Kıyafetime karışma" diyerek; Ceren Özdemir ile ve sonra hepsinin toplamında tüm dünya ile aynı anda Las Tesis ile defalarca ayaklandı kadınlar, artık asla durmayacaklar.
"Gözlerini kapatıyorsun, Gözlerinin ardındaki hayaller, gördüklerinden daha mutluluk verici, hissediyorsun. Alçaklarda bir bulut, Biraz yıldız, Tenini ısıtan güneş, Başına düşen yağmur. Elini uzatsan dokunacakmışsın gibi hissediyorsun ama hayallere dokunulmaz, biliyorsun."
Reklam
Biliyor musunuz, Emine Bulut "mikrobiyoloji" okumak istermiş, çok net bir hayali, bir gelecek arzusu varmış. Emine arama motorunda en çok aranan isim olmasaydı da, mikrobiyolog olsaydı... Emine istediği eğitimi alabilir, mikrobiyolog olabilir, hayatını istediği gibi yaşayabilir, hayatta olabilirdi. Bu yüzden yatışmayan bir öfkemiz var. Biz şiddet altındaki kadınlar olarak, "Yaralıyız, öfkeliyiz ve akıl yürütebilenleriz..." Biliyoruz: Kadın cinayetleri durdurulabilir.
Her evin kapısında CEREN ÖZDEMİR, reddedilen her korunma başvurusunda AYŞE PAŞALI, her şarkıda DEĞER DENİZ, her kuaförde MUHTEREM EVCİL, her sınavda CEREN DAMAR, her kedi sevgisinde MERVE KOTAN, her plazada ŞULE ÇET vardır. Her şehirde ÖZGECAN adı verilmiş bir yer, dünyanın ummadığınız bir yerinde "Ölmek istemiyorum" sözleriyle EMİNE BULUT ve en olmadık yerlerde karşınıza çıkan, adlarını tek tek sayamayacağınız kadar çok ÖLDÜRÜLEN KADIN vardır.
Her evrede sana sığınırım Allah’ım…
İnsan bazen birkaç evre geçirir. Kâh bunalımlı gözü yaşlı, kâh yağmak üzere olan bulut gibi, kâh ağlamak istediği halde ağlayamaz bir halde olabilir.
Alçaklardan bir bulut, Biraz yıldız, Tenini ısıtan güneş, Başına düşen yağmur. Elini uzatsan dokunacakmış gibi hissediyorsun ama hayallere dokunulmaz, biliyorsun.
Reklam
Her evin kapısında CEREN ÖZDEMİR, reddedilen her korunma başvurusunda AYŞE PAŞALI, her şarkıda DEĞER DENİZ, her kuaförde MUHTEREM EVCİL, her sınavda CEREN DAMAR, her kedi sevgisinde MERVE KOTAN, her plazada ŞULE ÇET vardır. Her şehirde ÖZGECAN adı verilmiş bir yer, dünyanın ummadığınız bir yerinde "Ölmek istemiyorum" sözleriyle EMİNE BULUT ve en olmadık yerlerde karşınıza çıkan, adlarını tek tek sayamayacağınız kadar ÖLDÜRÜLEN KADIN vardır.
Türkçenin güzelliğine bakar mısınız?
Karlı dağların başında, salkım salkım olan bulut, Saçın çözüp benim için, yaşın yaşın ağlar mısın?
“Şiddetin her türlüsüne karşıyım ama o tarz heriflerin hepsini bir depoya koyup ateşe verebileceksin deseler, düşünmezdim. Canavarca, değil mi? Asıl canavarca olan o ve onun gibilerin kadınlara yaptıkları. Benim yarın bir Özgecan olmayacağımın garantisi var mı? Belki ben yarın Münevver olacağım, Ceren olup tanımadığım bir adam tarafından kalbimden bıçaklanacağım? Belki ben Emine Bulut olacağım ve tek istediğim bir dakika daha yaşayabilmek olacak. Sana binlerce isim sayabilirim, binlerce hikaye, belki bir gün benim de ismim aralarında olacak ve ben de bir hikaye olacağım. Sokaktaki yabancıdan mı koruyacağız kendimizi? Sevdiğimiz adamdan mı? Yoksa öz babamızdan mı? Bize kendimi kimlerden koruyacağımızı şaşırttılar. Ama sen bu dünyada hiç kadın olmadın, beni en fazla ne kadar anlayabilirsin ki?”
Sayfa 471 - Dokuz Yayınları.Kitabı okudu
Gözlerini kapatıyorsun, Gözlerinin ardındaki hayaller, gördüklerinden daha mutluluk verici, hissediyorsun. Alçaklar da biri bulut, Biraz yıldız, Tenini ısıtan güneş, Başına düşen yağmur. Elini uzatsan dokunacakmışsın gibi hissediyorsun ama hayallere dokunulmaz, biliyorsun.
Reklam
Erkek arkadaşların, (eski) kocaların, oğulların öldürdüğü kadınlar her gün gazete sayfalarında ve haber sitelerinde yer alsa da bu cinayetler yalnızca Özgecan Aslan cinayetinde olduğu gibi kan dondurucu haller aldığında veya Emine Bulut gibi kamera karşısında gerçekleştiği durumlarda ülke gündemine oturuyor. Bu gündeme gelişler de, ne yazık ki failleri "cani", "vicdansız", "canavar" gibi tanımlarla sıradışılaştırarak patolojik birer anomaliye indirgiyor ve gündelik cinsiyetçiliğin ve kadın nefretinin üzerine kalın bir battaniye örtüyor.
Biliyor musunuz, Emine Bulut “mikrobiyoloji” okumak istermiş, çok net bir hayali, bir gelecek arzusu varmış. Emine arama motorunda en çok aranan isim olmasaydı da, mikrobiyolog olsaydı… Emine istediği eğitimi alabilir, mikrobiyolog olabilir, hayatını istediği gibi yaşayabilir, hayatta olabilirdi. Bu yüzden yatışmayan bir öfkemiz var. Biz şiddet altındaki kadınlar olarak, “yaralıyız, öfkeliyiz ve akıl yürütebilenleriz…” biliyoruz: kadın cinayetleri durdurulabilir.
Her evin kapısında Ceren Özdemir, reddedilen her korunma başvurusunda Ayşe Paşalı, her şarkıda Değer Deniz, her kuaförde Muhterem Evcil, her sınavda Ceren Damar, her kedi sevgisinde Merve Kotan, her plazada Şule Çet vardır. Her şehirde “Özgecan” adı verilmiş bir yer, dünyanın ummadığınız bir yerinde “Ölmek istemiyorum” sözleriyle Emine Bulut ve en olmadık yerlerde karşınıza çıkan, adlarını tek tek sayamayacağınız kadar çok öldürülen kadın vardır.
175 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.