Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.25
Hayyam'dan Nietzsche'ye, Zeus'tan bizim Karadenizli Temel'e kadar uzanan bir erkek masası...
Hera'dan Kleopatra'ya, Sapfo'dan Sayuri'ye kadar uzanan bir kadın masası düşünün.
Cinsellik başta olmak üzere, ilişkiler, duygular, düşünceler... paylaşılan bir sohbet ortamı.
Konuşma hangi masaya geçerse geçsin hem eğlenceli hem de bilgilendirici sohbetleri okumak keyif verdiriyor okuyana.
Bolca mizah içeren, kişilerin asıl özelliklerini koruyarak diyaloglar kurduran kitabı okumanızı öneririm.
"Elinde keser sapı ile sap gibi ortada kalmak istemiyorsan, sevişmenin altın kurallarını bileceksin! "
Zeus
"Erkeklerin sevişebilme süresi, ortalama bir buçuk dakikadır."
Afrodit
"Yıllanmış şarap nasıl damakta lezzet, ruhta şehvet uyandırırsa; yıllanmış sevgili de yatakta şerbet, dudakta lezzet, ruhta
Emine Supçin; “Hiç” bu kitabında ;
“Sizi önemseyen insana incelik,
sizi kırmaya çekinen insana anlayış,
her hatanızla seven, yanlışınızı size gösterip doğrusunu öğreten insana saygı gösterilir.
Bazı şeylerin farkına varmak ve değmeyecek insan için taviz vermemek gerekir.
Her şey, görmek isteyene gayet nettir..
İnsan insana iyi gelmeli...
Gelmeyecekse “ HİÇ” gelmemeli '' diyor.!
“Birbirine gönülden bağlı olanların bağını koparamazsınız, çünkü gönüllerin birbirine nereden bağlı olduğunu asla bilemezsiniz.”
Üzülmeye değmeyen insanlar için üzülmek,
kendimize yaptığımız en büyük haksızlıklardan biridir...
( BD )
Kış
Elif kocası hapse girince oğlu Hikmeti babanesine bırakıp bulduğu işte çalışmak için evden ayrılmıştı tek düşüncesi şiddet gördüğü kocasından boşanıp oğlu ve kayınvalidesiyle huzur içinde yaşamaktı.
Bulduğu işte 6 ay çalışıp para biriktirip köye dönmekti ilk başlarda düşüncesi fakat kocası hapisten çıkıp onun izini bulduğunda patronu Sefa sayesinde ayrılabildi kocasından kocası Hikmeti dini bir yurda verip ortadan kaybolduğunda Elif oğluna okul bittikten sonra onu ordan alacağını söyleyip biraz daha dişini sıkmasını istedi oğlundan tatillerde oğlunu arayıp soruyor telefonlada sık sık konuşuyorlardı.
Bu arada Sefa ile aralarında ileriye yönelik ilişkileri başladı mutluydu Elif huzurluydu,seviliyordu.
Ta ki oğlunun başına gelen felaketi öğrenene kadar
Bakalım onları neler bekliyor bu süreçte
Offf ilk defa göğsüm sıkışarak bir kitabın sonunu getirdim bu kitabı mutlaka herkes okumalı okumalı ki bazı gerçekler gün yüzüne çıksın. Artık yapılan ahlaksızlıklara her bireyin her aklı başında olan insanın karşı çıkması en büyük insanlık sorumluluğudur. Böyle bir şeyin affı yoktur olamazda ve yazarımızın kitabın son sayfasına yazdığı gibi bende diyorum ki sizleri kurtaramadığımız için çok üzgünüm çocuklar
Saniyeler önce bitmiş olan bir kitabın yorumuyla geldim karşınıza. O kadar kötü durumdayım ki anlatamam. Konusunu öğrendiğiniz de sizlerde benimle aynı durumda olacaksınız eminim. Kitabımız; Elif'in kocasının zulümlerinden kaçıp, özel kuvvetler komutanı olan Sefa'nin evinde çalışması ile başlıyor. Elif'in Hikmet isminde bir çocuğu vardır şimdilik babaannesi ile kalan biraz para biriktirince yanına alacağı evladı..
Elif gizli bir hazinedir, Sefa ise onu işleyen her gün onunla kitap,sanat, edebiyat,felsefe hakkında konuşup onu ince ince işleyen bir öğretici..
Zamanla ikili birbirine tutulur. Hikmet annesi ve babası boşandıktan sonra bir yurda yerleştirilir. Nerden bilebilirdi ki küçücük çocuk burada din öğretisi altında istismara maruz kalacağını. Gerçekten o kadar kötü oldum ki anlatamam. Bir erkek çocuk annesi olarak o çocuğun yerine kendi evladımı koydum. Böyle sapıklar, şerefsizler olduğu müddetçe bu çocukları kim koruyacak? Gerçekten Rabbim her birimizin evladını böyle sapık zihniyetlerden korusun. En çok kızdığım nokta bütün sıkıntısı bittikten sonra Elif'in hala çocuğunu yurtta bırakmış olmasıydı yanına çok rahat alabilirdi artık. Kitap olarak bakarsam böyle olayları kitaplarda okumayı pek sevmiyorum açıkçası ama kurgusu güzel bir kitaptı. Siz siz olun evlatlariniz konusunda en yakınınızdan bile şüphe edin. Başka türlü bu çocuklar bu dünyada korunamayacak çünkü.
Öncelikle kitap kapağındaki resim ile kitabın bağdaşmasını çok sevdiğimi belirtmek istiyorum. Anlaşılacağı üzere anne ve çocuğu ele alan güzel bir kitap. Birçok konu işlenmiş içerisinde. Bir ailenin kötü bağımlılıkla beraber nasıl dağılabileceği gözler önüne serilmiş. Çünkü bağımlılık önce bağımlı kişinin kendisini, sonrasında çevresini mahvediyor ve zaman geçtikçe şiddetle baş gösteriyor. Bu durumda da hayat düzeni bozuluyor ve geriye yaralı insanlar kalıyor. Böylece anne ve oğulun hasret içerisinde yürütmeye çalıştıkları iki ayrı hayat hikayesini okuyoruz. Para kazanmak için çalışmak zorunda olan annenin, patronuyla saygı çerçevesinde olan arkadaşlık ilişkisinin naif bir aşk hikayesine dönüşmesi ve iki yaralı insanın birbirine deva olması beni mutlu etti. Diğer yandan beni en çok etkileyen kısım ise annesi ve babası olmasına rağmen tek başına kalan evladın iç çekişmeleri, özlem ve nefret arasında gidip gelmesi ve o savunmasız kalan bedeninin kaldığı yurtta istismara uğraması. Okudukça annesiz veya babasız kalan çocukların savunmasızlığına şahit olacaksınız. Ve bunlara ek çocuk istismarı yapan o adamın başına gelenleri okuyacaksınız. Yazarın kitaba önsöz değilde sonsöz yazarak çocuk istismarına farkındalık yaratma çabasını hem takdir ettim hem de çok duygulandım. Aşkın, intikamın, öfkenin ve kederin güzelce harmanlanmış bir hali. Okumanızı tavsiye ediyorum, kesinlikle etkileneceksiniz.
Okuyor ve ögreniyor olmamiza ragmen; bircogumunuzun önyargilarini kiramadigini ve tabulari yikamadigini görüyorum. Okudugum bircok #kitap icin olumsuz yorum ve olumsuz tepkilere maruz kaldigim oldu. Ama bu sekilde önyargilari olan, olumsuz okurlardan uzaklastim... Hafifledim.. Iste önuargilara maruz biraktiginiz #muhtesembirkitap ; #eminesupçin’den #filozoflardanseksişeyler .... öyle konusu #seks felan degil. Daha kitabi elinize aldiginizda anliyorsunuz; bu kitap bir #mizah magbedi... Kitaptaki karakterlerin ( #tanri , #filozof , #düşünür ....) yerlestirilmesi, çözümlenmesi, düsünce yapilarina göre verdikleri cevaplar.. kesinlikle anlatilamayacak ve mutlaka okunmasi gereken bir eser. Unutmadan kitapta #temel de var. Evet bizim Temel, #laztemel, #fadime’nin kocasi (aramizda kalsin fadime de var).. Hem (dile getiremedigimiz) en büyük sorunumuzdan bahsediyor, hem de aslinda bilmemiz gereken önemli konulara deginiyor. Hic sıkılmadan sayfalarin akip gittigi bir kitap.
Güzel sürükleyici bir kitap okudukça okuyası geliyor insanın;
Elinde beyaz topuklu ayakkabısı çıplak ayaklı elleri kınalı bir kız koşuyor koşuyordu koşarak bir apartman kapısından girdi koşarak merdivenleri çıktı ve kapıyı hızlı hızlı çaldı kapıyı açan kadına kurtar beni öğretmenim diyen Meryem'i öğretmeni bağrına bastı. Meryemi sakinleştirdi banyo yaptırdı saçını tararken Meryem anlattı öğretmen dinledi . Meryem sakinleşti kitapları karıştırdı kitabın birinde yazılı bir telefon numarası buldular öğretmenin hocasının telefon numarası idi aradılar ama ulaşamadılar sonra hoca onları aradı konuştular ve meryemle birlikte hepberaber yurtdışında kurulmuş kadınlarla ilgili bir merkeze gittiler ve orda yaşamaya başladılar .
Kitaptaki çocuk gelin,şiddete maruz kalan kadınlar kurtuldu acaba günümüzde kurtulan olur mu acaba böyle bir merkez olur mu
Çocuk geline kadına şiddete HAYIRRRRR
Kadınlar gelinciklere benzerler.
İncecik bedenleri ile rüzgâradirenen,
Once bembeyaz gonca iken sonra
Kıpkızıl şafağa dönüşen gelinciklerdir onlar...
Elinde yüksek topuklu ayakkabıları koşuyor koşuyor koşuyordu....
Kapı zili öyle bir çalıyordu ki aynı zamanda yumrukla vuruluyordu bir anda korktu eli yastığın altındaki tabancayı aldı sonra gitti kapının gözetleme deliğiğinden baktı o da ne Meryemdi bu okulda ingilizce derslerine girdiği ve fotoğrafik zekaya sahip öğrencisi ağlamaktan gözleri yumruk gibi olmuştu kapıyı açmasıyla kurtar beni öğretmenim diyerek kucağına atlaması bir oldu ne olmuştu gecenin bu saatinde bu kıyafette bu halde bu kadarcık kızın ne işi vardı merak ediyordu ama meryemin sakinleşmesi gerekti konuşmaya çalıştı ne oldu meryem ne oldu neden bu haldesin peşpeşe sordu meryem ;ben bozukmuşum öğretmenim neeeee????
Ne demekti bozuk bu yaşta gelinlik giyen bu çocuk neyin nesiydi oysa meryemin ailesi kan davası yüzünden kaçmış denizlide yaşamaya başlamışlar ama kanlıları bunları bulmuş ve kanlı tarafın en yaşlı erkeğiyle meryemi evlendirirlerse kan davası bitece kan davası bitecek ama bir kız çocuğunun hayatı sönecek...
Daha ne hikayeler var dokunulmamış dinlenmemiş sende kimsin denen kadınlar ....
Derinden etkilendim. Yüreğim sızladı. Boğazım düğümlendi. Gözyaşları gözümden akmadı donup kaldı okuduklarım karşısında kendimi sorguladım yureğine, tenine, beynine dokunulmuş bir kadınmıyım?
"Beni kurtarın" çağrısına verilmiş bir yanıt ve dokunulmamış kadınların mucize dokunuşla neler yapabileceğini anlatıyor roman ama nasıl bir anlatımdır bu Emine Supçin yazmış ben okurken titredim. Ellerine emeğine sağlık yazarımızın.
Zeus, Afrodit, Ömer Hayyam, Cleopatra, Nietzsche, Freud, Sayuri, Neyzen, Da Vinci, Bukowski, Kazanova ve Temel gibi bir çok ismin Zeus'un önderliğinde toplandığı bir masada; aşka, cinselliğe, kadın-erkek ilişkilerine dair yaptıkları gah eğlenceli gah felsefik konuşmaların geçtiği sohbetten yansıyanlardır eserde okuduklarım. Yalın bir dil ve anlaşılır bir üslupla yazılmış olup, zaman zaman tebessüm ederek zaman zaman düşünülerek okunabilecek bir eser.
Türkiyede Çocuk gelin, İranda kadın, Latin Amerika da çocuk işçi ve Avrupa da çocuğa tecavüz gibi farklı coğrafyalardan değişik örneklerle dokunulmamış! Kadınlar var bu kitapta..daha doğrusu insan yerine konulmadan hayvanca dokunulan kadınlar..çok akıcı bir dile sahip bu kitabı şimdilik yarım bırakıyorum..çünkü ruhumu yaraladı anlatılanlar..yaşadıkları Acılar o kadar gerçekçi anlatılıyordu ki devam etme gücü bulamadım kendimde..kitap belki ilerleyen zamanda tekrar karşıma çıkar ve oku beni der kimbilir.
Her kadın özünde üç cevher barındırır:
Tenindeki cevhere dokunursan, tende can yaratır;
Yüreğindeki cevhere dokunursan, gönülde aşk çağlatır;
Beynindeki cevhere dokunursan, dünyada iz bırakır!
Peki ya dokunulmamışlar? #kitapyorumu
Uzun zamandır bu kadar etkilendiğim bir kitap çıkmamıştı karşıma ... etkisini beynimde,kalbimde kısacası vücudumun bütün hücrelerinde hissettim.. Yazarımız #eminesupçin bir röportajında demiş ki 'Cehaletin tek korkusu kadındır çünkü kadın öğrenirse çocuklarına da öğretir düşüncesini anlayan herkesin eseridir bu kitap' Çok da doğru söylemiş. Çünkü kitabımız temelinde bu yatıyor . Konumuza dönecek olursak..Kitabımızda bir çok kadının hikayesi yer alsa da olaylar Melisa,MerYem ve Daphne Öğretmen üzerinde gelişiyor .Kiyabımızın ilk bölümlerinde henüz ortaokulda okuyan MerYem 'in kendisinden kaç kat büyük olduğu belli olmayan, kan davası yüzünden evlendirildiği kocasıyla olan birlikteliğinde bekaret kanı gelmediği için , eve götürüldüğü sırada kaçmak zorunda kalıp gecenin bir yarısı güvendiği ve güvenebileceği tek kişi olan İngilizce öğretmeninin yanına kaçmasıyla başlar.iyi ki kaçmıştır minik Meryem'imiz ... Öğretmeni , ustası Daphne sayesinde Meryem'e normal şartlarda bile ulaşması güç fırsat sağlar... daha başka ne diyeyim ... kesinlikle okuyun. .. İnanın günümüzde yaşanan ve yaşanmaya devam eden tecavüz, töre cinayeti,çocuk gelinler ... Bu kötü travmaları yaşayan kadınlar ... kesinlikle elinizden bırakamayacağınız.. yüreğinize dokunacak bir kitap...
Kitabın yazarı olan Emine Supçin Denizli'li bir yazar olduğu için daha bir ilgiyle okudum açıkçası satırlarında memleketim vardı
304 syf.
·
Puan vermedi
Kitap aslında kadınların toplum açısından nasıl görüldüğünü ele alıyor. Küçük yaşta evlendirilen kızlar , geneleve düşmüş bayanlar , çocuklarından bin bir sebeplerle ayrılmış kadınlar.. Konu olarak toplumun aydınlatılması ya da bu tarz hayatı yaşayan kadınları görmemizi sağlasa da sürükleyici olarak oldukça yoksun bir eser. Ama illa ki size katacağı bir şeyler vardır.