Emine Kaplan Özcan

'Mutluydum; biliyordum bunu. Bir mutluluğu yaşarken onu kavramamız zordur; ancak o geçip de arkamıza baktığımız zaman ne kadar mutlu olduğumuzu anlarız.'
Reklam
‘Evinden hoşlanmayan zavallı bir adam için daha içine girilebilir, zengin, aydınlık ve sürekli güler yüzlü olan bir başka ev vardır: kahve.’
‘Özgürlük ve bağımsızlık kaygısı, ancak hala umutla yaşayan bir varlıkta duyulur.’

Reader Follow Recommendations

See All
‘Sonbahardaki ağacın yaprakları da böyle dökülür işte, ağaç hissetmez bunu, yağmur süzülürken gövdesinden ya da güneş ya da ayaz, içindeki hayat yavaş yavaş büzülüp kendi içine çekilir. Ölmez ağaç. Bekler.’
‘Her gün yanımızdan geçip gidiyor dünyanın bereketi; her gün açıyor çiçekler, parlıyor ışık, gülüyor sevinç. Bazen minnettarlıkla doyasıya içiyoruz bu bereketi, bazen de bıkıp hırçınlaşıyor, adını bile anmak istemiyoruz, oysa etrafımızda her daim bir dolu güzellik var. Zaten sevincin en güzel tarafı, tesadüfi ve bedava olmasıdır; özgürdür sevinç ve Tanrı’nın armağanıdır herkese, ıhlamur çiçeğinin esip gelen kokusu gibi.’
Reklam
‘Bir süre yaşadığımız her yer, ancak orayla vedalaştıktan sonra belleğimizde biçim kazanır ve hiç değişmeyen bir imgeye dönüşür. Orada bulunduğumuz ve her şey gözümüzün önünde olduğu sürece, tesadüfi ya da kalıcı şeylere hemen hemen aynı önemi atfederiz, gereksiz ayrıntılar ancak çok sonra silinir gider. Belleğimizde sadece hatırlamaya değer olanlar kalır; öyle olmasaydı, hayatımızın tek bir yılına bile korkmadan, gözümüz kararmadan bakamazdık!’
‘Hep bir sağa bir sola Salınır çiçekli dal rüzgarda, Hep bir aşağı bir yukarı Salınır yüreğim çocuk gibi Arasında aydınlık, karanlık günlerin Arasında istemenin, vazgeçişin. Ta ki çiçekler uçuşuncaya Dal meyveyle doluncaya, Ta ki usanıp yüreğim çocukluktan Huzura erip sonunda İtiraf edinceye kadar: Zevkliydi, boşuna değildi Hayatın o huzursuz oyunu.’
‘Bu şaşırtıcı ve dokunaklı gösteri ne anlatıyordu bana? Ölümü mü, kış yapraklarının kolay, istekli ölümünü mü? Hayatı mı, ansızın uyanan iradeyle kendilerine yer açan tomurcukların arzu ve sevinç dolu gençliğini mi? Hüzünlü müydü, şenlendirici mi?’
‘Sonra, insanların uzun bekleyişlerden, özenle bakmaktan, kesip biçmekten bıktığı, büyük zahmetlerle yeşillendirilen park ve bahçeleri artık arayıp sormadığı bir dönem gelince, ağaçlar kaderlerine terk edilmişti.’
‘Üzgün olduğumuzda ve hayata katlanamadığımızda bir ağaç şöyle konuşabilir bizimle: Sus! Bak bana! Yaşamak kolay değil, yaşamak zor değil. Bunlar çocuksu düşünceler.’
Reklam
‘Tapınaktır ağaçlar. Onlarla konuşmayı, onları dinlemeyi bilen hakikati öğrenir.’
‘Ormanlar ve korularda halklar ve aileler halinde yaşayan ağaçalara hayranım ben. Tek başına duran ağaçlara daha da hayranım. Yalnız insanlar gibidir onlar. Şu ya da bu zaaftan ötürü sıvışıp giden münzeviler gibi değil, yalnızlaşmış büyük insanlar gibi, Beethoven ve Nietzche gibi.’
‘Herkes gibi sen de haksızlığa uğrayacaksın; ama bu sorun değil. Önemli olan, haksızlığa uğradığını bilmek. Çünkü insan haksızlığa uğradığını fark edebilirse kendisini koruyabilir.’
‘İçindeki sesin bir türlü kabul edemediği bir şey, doğru olamaz.’
‘Hiç kimse, sana zaten senin içinde olmayan bir şeyi gösteremez.’
526 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.