Ana karakterimiz Grenouille, insanüstü biçimde koku alma yeteneği olan yetim ve öksüz birisidir. Doğumunda annesi bile onu öldürmeye çalışarak hayata yenik başlayan Grenouille, koku alma yeteneğine tezat biçimde kokmaz ve bu özelliği onun hem sonu hem başlangıcı olur.
Kitap dil hanımından sade ve çok sürükleyiciydi. Kendisini hızlıca okutuyor, sayfaları hemen çeviresi geliyor insanın.
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201821,6bin okunma
“O anda içinde her şeyin gözlerinin önünde bembeyaz kesildiğini hissetti, dış dünya ise kuzgun karasına döndü. Şimdiye kadar tutsak kalmış sisler kuduran bir sıvıya, kaynayan, köpüren süte benzer bir şeye dönüştü. Taşıp üstünden geçti bu sel, dayanılmaz bir basınçla vücudunu içten saran kabuğa bastırdı, akıp gidecek bir yer bulamadı. Kaçmak istiyordu, Allah rızası için kaçacak bir yer, ama nereye… Kendi içinde boğulmamak için orta yerinden yarılmak, patlamak istiyordu. Sonunda düşüp bilincini kaybetti.”
“Tanrı pis kokuyordu. Tanrı pis kokan, ufak bir zavallıydı. Aldatmışlardı bu Tanrı’yı, ya da kendisi düzen bazın tekiydi, tıpkı Grenouille gibi yalnız kat kat daha beceriksiz bir düzenbaz!”
“… onun da içini başka bir coşkunluk, kara bir coşkunluk, bir şehvet nöbeti gibi her yanını titremelere salan, başını döndüren, kötü bir zafer duygusu kapladı. Öyle ki bu duyguyu çevresindeki bütün o insanların tepelerinden aşağı bir zehir gibi fışkırtmamak, bir bayram coşkusu içinde, onlardan hiç korkmadığını, hatta pek nefret bile etmeyip şu anda her zerresiyle onları aşağı gördüğünü, çünkü pis kokulu budalalar olduklarını, çünkü onları kandırdığını, aldattığını, çünkü hepsinin birer hiç, kendininse her şey olduğunu suratlarına haykırmamak için kendini zor tuttu.”