Emirhan Sevim

Emirhan Sevim
@emirhansevim
17 yaşımdayım ve yazarlık yapıyorum. Palsimis Yayınevinde yazıyorum. "Edebiyat Kulübü" adlı proje kitabı yanı sıra "Leonardo'nun Kalemi" adlı hikaye kitabının yazarıyım. İnstagram: @emirhanseviim
Yazar
Lise'de okuyorum.
Bursa
Bursa, 1 Ocak
49 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
"Her insan, ne kadar müspet yaradılışta olursa olsun ölümünden sonra tekrar dirilmeyi düşünür, özler. Bu hayat dediğimiz mihnetler silsilesinin çok ileri zamana, müpheme atılmış bir mükafatı gibidir. En müsait ve daima kazanacak kağıtlarla oynanan bir oyun gibi, yeniden, adeta baştan aşağı beğenmemek, inkar etmek, değiştiğinden dolayı sevinmek için kalmışa benzeyen küçük bir mazi şuurundan başka her şeyi, her tarafı değişmek, güzelleşmek şartıyla tekrar yaşamaya başlamak insanlığın elbette vazgeçemeyeceği bir hülyadır."
Reklam
"Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekan, insanla mevcuttur!"
"Fakir düşmüş bir ailede doğdum. Buna rağmen çocukluğum epeyce mesut geçti. Fakirlik, içimizde etrafımızda ahenk bulunmak şartıyla -ve şüphesiz muayyen bir derecesinde- zannedildiği kadar korkunç ve tahammülsüz bir şey değildir. Onun da kendine göre imtiyazları vardır. Benim çocukluğumun belli başlı imtiyazı hürriyetti."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İyiden iyiye uyandığı halde, biraz evvelki rüyaların havasından bir türlü sıyrılamadığı için yatağından çıkamayan bir insan gibi, o da hakikaten 20 yaşına doğru çok gürültülü ve heyecanlı yaşadığı ve bütün tadını çıkardığı genç kız hayatını bir türlü bırakamıyor, aradaki 5 sene içinde birçok şey esaslı şekilde değişmesine rağmen, onu devam ettirmek istiyordu."
"Bu daima böyledir. Hadiseler kendiliğinden unutulmaz. Onları unutturan, tesirlerini hafifleten, varsa kabahatlerini affettiren daima öbür hadiselerdir."
Reklam
"Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima ödersiniz... Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz..."
"Bazen düşünüyorum, ne garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?"
"Bazı insanların ömrü vakit kazanmakla geçer. Ben zamana, kendi zamanıma çelme atmakla yaşıyordum."
"Hayatımızın bir devrinden sonra başımıza gelen şeylere o kadar hazırlanmış oluyoruz ki, kederimizi kendi içimizde taşır gibi yaşıyoruz."
‘’Herkesin yapacak bir şeyi vardı, onları meşgul edecek, zihinlerini ve ellerini faal tutacak şeyler. Hayatlarını bir bütün kılacak ilgi alanları, faaliyetleri ve amaçları vardı; bütün bunlar enerjilerine doğal bir kaynak ve doğal bir ifade ortamı sağlıyordu. Benimse yalnızca sol ayağım vardı.’
Reklam
Ne güzel gülüyorsun.Oysa çok gülenlerin yüreğinde keskin bir acı saklıdır!..
" ...çünkü değiştirmek için ne kadar uğraşırsam uğraşayım hayatımın hep böyle süreceğini biliyordum. Donuk, boş ve renksiz..."
Boş ve anlamsız bir hayattı benimki. İçimin çekildiğini hissediyordum; bulamayacağım bir şeyi arıyor, tutamayacağım bir şeye uzanıyor gibiydim.
Yalnızdım, kendi dünyama hapsolmuştum, diğerleriyle iletişim kuramıyordum; varlığımı onların varlığından ayıran, beni onların hayatı ve faaliyetleri dışında tutan camdan bir duvar vardı sanki.
Eser, bir oto biyografi çalışmasıdır. Beyin felci geçiren İrlandalı yazar, ressam ve şair Christy Brown beyin felci geçirerek doğmuş, dünyaya geldiğinde Sadece sol ayak parmaklarını kımıldatabilen özürlü ve engelli bir çocuktur.