Hiçbir şey zekayı, tutku yüklü bir şüpheden daha fazla keskinleştiremez; hiçbir şey bir çocuğun aklını zamanından önce ne avladığını bilmeden doğru iz üzerinde giden birinin duygularından daha çok olgunlaştıramaz. Bir meltemin yerle bir edebileceği zayıf bir duvarla ayrılmış olan, büyüklerin o "gerçek dünya" dedikleri şeyden çocuklar genelde ayrıdır.
Bazen çok sevmenin doğru sevmekten daha kıymetli olduğuna inanarak ihanet eder, yaralar, çürütürüz sevdiklerimizi ve çürüdü diye de öfke duyarız, nefret besleriz ona.