İnsanlığın son iki yüz yılına damga vuran iki ekonomik modelin, kapitalizm ve sosyalizm, eleştirisi ve üçüncü bir yol olarak İslam iktisadi modelinin inceliklerinin ele alındığı oldukça verimli bir kitap.
Özellikle Batı tipi demokrasilerin ekonomik modeli olarak kapitalizmde birey ve üretim ilişkisinde birey emeğinin sömürüsü asıldır. Bu model bir üst aşaması olarak başka halkların sömürüsüne yani emperyalizme kapı açar.
Sovyet blokunun ekonomi modeli olan sosyalizmde ise birey devlet aygıtı karşısında değersizleşir ve bireysel haklar devlet tarafından engellenir.
Kapitalizmde patron devletleşirken, sosyalizmde devlet patronlaşır. Her iki durumda da -karşıt da görünse- bir zulüm doğurur.
Yazar üçüncü bir yol olarak İslam'ın ekonomi sistemini ortaya koyar.
Çünkü ilk iki sistemde az olan "üretim -tüketim" ilişkisi iken, İslam'da ekonomik faaliyetler de "insan" asıldır.
Hem kapitalizmde hem de sosyalizmde insan üretim-tüketim ilişkilerinin tahakkümü altındadır. İslam bu tahakkümü kıran tedbirler getirmiştir.
Malın edinilmesi ve harcanması İslam'da esaslı kurallara bağlıdır. Tek tek bireylerin -kapitalizmde olduğu gibi- toplumun haklarına tecavüzüne de, toplumun -sosyalizmde olduğu gibi- bireye tecavüzü mümkün değildir İslam iktisadında.
Ortak insanlık için üç yol İslam'ın modelinin kurulmasının önemini vurgulamış üstat.
Oldukça bilgilendirici, sağlam bir kitaptı. Önyargılardan uzak bir yaklaşım ve okuduğunuzda ufkunuza yeni bir bakış getirecek bir eser.
Tavsiye ederim.