Onlar ben, keyfim ve kahyasıdır :D
“Beni ben diye göstermeden bir başkasını ben diye sattığım zaman sevilen ben “ben” değilim ki - bir başkası yine.”
Reklam
Demek ki zaruret ve kısmet olmasa çabalamaktan resmen ölürmüşüz.
Hayatımızın yüzde elli hissesi kısmetin elindedir; yüzde kırk dokuzu zaruretin; yüzde biri ise çabanın. * * * Zaruret ve kısmetle pazarlık yapılmaz. Çaba ise yüzde bir hissesine bakmaz - anasının nikâhını ister. Düş kırıklıklarımızın yegâne sebebi ise, çabanın hissesini daha yüksek sanmamızdır.
Şeytanın arka bacağı yengem geldi aklıma :))
O kadar ciddiye alarak oynamalısın ki bu oyunu, her şeyin palavra olduğunu bildiğini kimse sezmesin.
Sen bir soru değilsin artık. Soruların en büyüğü mü hayır. Sen artık bir soru bile değilsin. Bambaşka sorulara verilmiş alelade bir cevapsın sen. Onun bunun bahanesisin.
Vakit nakit değildir. Öyle olsaydı çarşıda, pazarda satılırdı. Ama nakit zamandır. Kazandığımız ve harcadığımız her liranın arkasında, onun uğrunda harcanılan hayatımız vardır. Çarşıdaki her mal ve pazardaki her hizmetin temel ölçüsü, o mal ve hizmet yaratılırken harcanan yaşam süreleridir. Nakit, o yaşam sürelerine biçtiğimiz değerdir. Ve her şey böyle ölçülünce hayat denilen mucize ne kadar ucuza gider Yarabbi!
Reklam
Olsun, hız severiz..
Sürat, yaşamın her lezzetini bilinçaltlarında biran evvel bitirmek isteyenlerin tutkusudur.
Ne garip, yalnız kalmaktan sıkılan insanlarla yalnız kalmaktan ben de çok sıkılıyorum.
Ya da ruhunu dağıldığı yerden toparlayan..
Hiçbir şey yapmamaya başlamak kendinle baş başa kalmaktır ve herkesin kendi canını en çok sıkan bizzat kendisidir.
Vayy benim canimmm :)))
Sırtını bir ağaca dayayıp yüzünü güneşe çevirmek Kapitalizme baş kaldırmaktır. Uzanıp çimenlere bulutları seyretmek, kurulu düzene karşı en tehlikeli isyandır. Herkes böyle beleşe kafa dinlerse Kapitalizm çöker. Otel sahiplerinin, tur operatörlerinin, garsonların, komilerin velhasıl bütün sadık çalışkan kölelerin üretme ve tüketme haklarını kimseye bedavaya yedirmez Kapitalizm.
Reklam
Dünya tarihi; daha rahat edebilmek için icat ettiklerimizin başımıza açtıkları belalardan kurtulmak için, icat etmek zorunda kaldıklarımızın bizleri daha da rahatsız etmelerinin tarihidir.
Fal sevmeyiz..
Üniversite mezunu bir genç, iş hayatına başlamadan önce fal baktırmaya gitmiş. “On beş sene eziyet çekeceksin çocuğum,” demiş falcı. “Ya sonra? Ya sonra?” diye ümitlenmiş çocuk. “Sonra” demiş, “Alışıyorsun.”
Fakat dünya hiç bir zaman bu hassas kalplere göre bir yer olmadı..
Eskiden köle takımının çektiği sefalet ve acılar bazı duyarlı efendileri isyan ettirirdi. Tolstoy, Engels, Gandhi, Kropotkin, bu tip hassas ruhlu efendilerdir.
"Ben gelmedim kavga için,benim işim sevgi için." (Yunus Emre)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.