Bütün intikal ve istihale basamaklarımızda, muhtaç olduğumuz ahlak doğruluşunun bayrağını açacak terkipçi ve sistemci Türk mütefekkirlerinden hiçbir haber gelmedi.Böylece güme giden fatihlik,zaman ve mekanımızı yeniden kazanma yolunda her hamlemiz ruhta dayanıksız kaldı. Sadece dayanıksız kalmadık, en sağlam dayanağımızla ruhumuz arasındaki ulaşma yollarını tıkadık; satıhta süslenmek isterken kökte kuruduk ve nihayet son 50 yıllık misilsiz ruh ve ahlak buhranına çattık./1968
İllet,atomu çatlatmaya ve yıldızlara sun'î peyk* göndermeye kadar giden madde terakkileri yanında, insan ruhunun bütün muvâzane, huzur ve gâyesini kaybetmesi ve bütün bir ahlak, içtimai nizam ve siyasi ahenk buhranına düşmesidir
Doğunun ruhu maddesini bulamayınca, Batının erdiği madde yetkinliği bir çelmede onu yıkmıştır.Daha doğrusu,madde hâkimiyetini kuramayan Doğu ruhçuluğu,maddenin çelmesine gelmiştir.
Bir türlü sebebe bağlanamayan ve durdurulamayan gerilemenin ruhlarda bıraktığı tesir, kendi öz dünyasına karşı için için ve gitgide büyüyen bir itimadsızlık ukdesiyle beraber hâdiseleri müthiş bir sığlıkta,satıhta ve kışırda mütalâya mahkûm olmak felâketidir.