Genç yaşında evlenmiş, kendisini tanıyamadan başka bir erkeği tanıyıp ona göre hareket etmeyi öğrenmiş Edna’nın hikayesini okudum bu kitapta.
Edna, evliliği içinde hiçbir duygu hissetmemiş, yalnızca ona anlatılan “eş” kalıpları içinde kalarak mutlu olduğunu sanan bir kadın. Hayatın içerisindeki binlerce kadın gibi anne olmak vasfına erişmiş ve bunun en önemli şey olduğunu düşünmesi dayatılmış bir kadın.
Edna’nın bu evlilik rüyasından uyanıp başka bir adama aşık olmasıyla başlıyor hikayesi fakat kitapta esas alınan konu Edna’nın eşini nasıl aldattığı değil çünkü aşık olduğu kişiyle neredeyse hiçbir şey yaşamıyor. Edna gittikleri yazlık yerde edindiği dostu Robert’a aşık oluyor, Robert da ona aşık olunca Robert Meksika’ya giderek uzaklaşmanın aşkını bitireceğine inanıyor.
Robert Meksika’dayken uykusundan uyanan Edna kocasının isteklerinin kendi istekleri olmadığını, çocuklarını çok sevdiğini fakat hayatında her şeyi onlara göre ayarlamaması gerektiğini fark ediyor ve değişiyor.
Ben Edna’nın hikayesini çok sevdim fakat sonu beni bayağı bir şaşırttı. Kitabı herkese öneririm ve okuduğunuzda üzerine sohbet etmeyi çok isterim.
Mitch Albom'un üniversiteden hocası Prof. Mori ile ölümünden önce 14 hafta boyunca her Salı günü hayatla ilgili yaptıkları diyaloglar yer almaktadır.
Mori'ye 1994 yılında ALS teşhisi konur. Öleceğini öğrenen Mori bunun için üzülmek yerine, en çok sevdiği öğretmenlik mesleğine devam eder. Son derslerini Mitch ile yapar ve
