520 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
MARTİN EDEN -Spoiler içerir-
Ah Martin beni derinden etkileyen bir kitap oldu. Martin Eden aşkın, başarının, mücadelenin, sefaletin, azmin ve kararlılığın romancıdır. Martin’in aşk uğruna, Ruth’a layık olabilmek için eğitimsiz genç bir işçiden başarılı bir yazara dönüşme mücadelesi. Bir aşk insana neler yaptırır? Zorlu yollardan geçip hedefine ulaştığında motivasyonunu ve heyecanını çoktan yitirmiştir. Martinin o hayranlıkla izlediği burjuva sınıfının aslında hiç de hayranlık duyacak bir yanlarının olmadığını anlamasıyla hayata karşı yenilgisidir. O üst tabakanın iki yüzlü olduğunu görmüş ve trajik bir sona sürüklenmiştir. Keşke sonu böyle bitmeseydi. Uzun bir zaman sonra tekrardan okumak istediğim kitaplardan birisi her şeyi unutup en baştan başlamak istiyorum Martin Eden’e
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202393,2bin okunma
SSCB'nin üzerine düşeni yapabilme kabiliyetini, 1956'daki XX. Parti Kongresi'yle başlayan ideolojik harcın zayıflaması sürecinin yanı sıra, 1980'lerin ekonomik güçlükleri de tehlikeye sokmuştu. ABD'nin SSCB'yi sahip olmadığı fonları harcama konusunda giderek sıkıştıran askeri Keynesçiliği, SSCB'nin sorunlarını daha da kötüleştirdi. Fakat, en büyük açmaz ABD'nin askeri gücü değil, ABD'nin giderek artan ekonomik ve siyasi zayıflığıydı. ABD-SSCB ilişkisi gergin bir lastik şerit gibi iki ucundan tutulmaktaydı. ABD tutuşunu gevşetirse bağlantı savunulamaz hale gelirdi. Sonuç Gorbaçov’un karşı tarafı soğuk savaşa son vermeye zorlamak, Doğu Avrupa'dan kurtulmak ve SSCB içinde işe baştan başlamak suretiyle durumu kurtarma konusundaki ümitsiz çabasıydı. Bunun -en azından üçüncü kısmının- mümkün olmadığı ortaya çıktı: artık SSCB yok
Reklam
“Belki de en baştan başlamak lazım hiç korkmadan, Kimseye bırakma kendini sonradan. Belki de yavaştan anlamak lazım insanlardan, Her şeyi yaratsan da kimse doymaz, ah...”
Her insan, ne kadar müsbet yaradılışta olursa olsun ölümünden sonra tekrar dirilmeyi düşünür, özler. Bu hayat dediğimiz mihnetler silsilesinin çok ileri zamana, müpheme atılmış  bir mükâfatı gibidir. En müsait ve daima kazanacak kağıtlarla oynanan bir oyun gibi, yeniden, adeta baştan aşağı beğenmek, inkar etmek, değiştiğinden dolayı sevinmek için kalmışa benzeyen küçük bir mazi şuurundan başka her şeyi, her tarafı değişmek, güzelleşmek şartıyla tekrar yaşamağa başlamak insanlığın elbette vazgeçemeyeceği bir hülyadır.
296 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
— insanlar, kitap yorumu
matt haig’in insan doğasını bu kadar net anlaması inanılmaz. şu an saat 01.01. bu yazıyı ne zaman yayınlayacağımı bilmiyorum, editi ne zaman yaparsam o zaman ama saat bu ve ben üç saatlik kesintisiz bir okuma maratonunun ardından bitirdim insanlar’ı. tüylerim diken diken, gözlerimde niye orada olduklarından emin olmadığım yaşlarla otururken ne
İnsanlar
İnsanlarMatt Haig · Domingo Yayınları · 20237,3bin okunma
Nerden başlamak gerekir hayata? Bir kitaba başlar gibi en baştan mı yoksa yanlış çözdüğü bir probleme başlar gibi silbaştan mı? Arayış bir ömür mü sürer yoksa bir arayış midir ömür. Henüz hayatın materyalist gerçekliğiyle yüzleşmemişken insanların toplumsal sınıf farkını yalnızca beyaz yaka olarak aşabileceklerine inanırdım. Bir ömür bu yalana inandırdım kendimi. Çok sonra dönüp etrafıma baktığım zaman bütün insanlığın büyük bir seküler bilinçle hareket ettiğini hatta tamamen öyle şartlandırıldığını fark ettim. Etrafımdaki dünyanın tamamen maddeye dayalı ilişkiler üzerine inşa edildiğini ve hatta beyaz yaka olmanın bile meteryalist sistem içinde sınıf farkını kaldırmaya yetmediğini fark ettim. Sistem o kadar kusursuzca tasarlanmış ki insanlar sırf bu sisteme dahil olabilmek makineleşmek evet ruhu olmayan bir makinanın parçası olabilmek adına ruhlarını pazarlar olmuş...
Reklam
1.000 öğeden 891 ile 900 arasındakiler gösteriliyor.