" Sanmıştım ki, büyüyeceğim ve sana olan duygumun yalnızca çocukça bir aşk olduğunu, silinip gittiğini görüp yıllar sonra kendi kendime güleceğim . Evet, sahiden böyle sanmıştım. Büyüdüm ama öyle olmadı. Ne o duygu, seni ilk gördüğüm, seni ilk öptüğüm günün duygusu, ne seni her gördüğümde içimde beliren o tanımsız çarpıntı, mutluluk, ne herhangi bir yerde, dünyanın bir ucunda, sen geceyi yaşarken ben sabah yeni uyanmışken bir an aklıma geldiğinde karnımda duyduğum o burulma, ne de bir başkasını öptüğüm anda birdenbire büyük bir tedirginlikle kaçmaya çalışmama neden olan o suçluluk duygusu silinip gitti...
Gittiğim yerlerde, gezdiğim sokaklarda, gördüğüm filmlerde, dinlediğim şarkılarda, alışverişe çıktığım zaman elimi attığım bir gömlekte, kazakta, bir kitap okurken, biriyle konuşurken, uzaktan geçen birini sana benzetip birden heyecanlanırken, kimi zaman kendimi çok yalnız hissedip ağladığımda, kimi zaman kalabalığın içinde kahkahalarla gülerken, dans ederken,eğlenirken bir an adını koyamadığım bir eksiklik duyarken, yıllar, yıllar geçip yine de en öfkelendiğim, umutsuzluğa kapıldığım, hayatımı yeniden bambaşka bir biçimde kurmaya karar verdiğim her seferinde bir yerlerden çıkıp geldiğinde, sen gelmesen bile seninle ilgili birşey gelip beni bulduğunda o duygu vazgeçilmez bir kader, beni kuşatan eşsiz bir büyü gibi benimle kaldı. Şimdi gülme. Sen benim büyük aşkımsın. "