İstemek en büyük erdemimiz fakat isteklerimizin esiri olmak ise en büyük yanılgımız olmaktadır.
Sayfa 208
Kant’ın belirtiği gibi bizi hala şaşırtan bu “ışıklı Gökkubbe” şimdi hüzün deryasına dönmektedir. En çok neyi beklediysek, en büyük yanılgımız o oldu. Hayal ve mekan arasındaki zıtlık doğalında hazın, mutluluğun, beklentinin ve sonun hüsrani yaratı. Bunun için anın bilincinde olmak yaşamın anlamını yakalamktır. Onun için üzerimizdeki Gökkubbenin bir yere gittiği yok ama biz neredeyiz?
Reklam
SİZCE ???
Yaşama ağlayarak gözlerini açar insanlar.Aynı sevinci yaşar anne babalar.Duygular , sevinçler acılar üzüntüler aynı olur kimi zaman... Ama bir şey vardır bir şey eksik. İşte bu eksiklik insanların genlerinden, metabolizbalarından veyahut doğuşundan gelen sıkıntılardan değil de kendilerini yüksek görmelerinden kaynaklanan bir hastalıktır. Nedir bu
En büyük yanılgımız belki de..
Mutluluğun henüz yaşanmamış günlerde saklı olduğunu sanarız..!
En büyük yanılgımız, içinde bulunduğumuz durumun hep aynı şekilde devam edeceği düşüncesidir. Genç zannediyor ki hep genç kalacak. Zengin zannediyor ki hep zengin olacak. Sağlıklı zannediyor ki hiç hasta olmayacak. Diri zannediyor ki hiç ölmeyecek. Heyhat! Hâlin devamı muhaldir! Soner Duman
en büyük yanılgımız.
Kendileri mutlu ve coşkulu olduklarından, herkesin bu sevinci paylaştığını sanıyorlardı.
Sayfa 33 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İMAN VE İNKÂR (!) DENEME En büyük yanılgımız kendimizi iman, ötekileri de inkâr safında görmekti... Tükenişimizin ve kaybedişimizin asıl sebebi de bu değil midir? Adaletten, liyakatten ve hakikatten yoksun bir iman düşünülebilir mi? Ve asırlardır iman sandığımız(!) bu mefhumun hak ve hakikat savaşı olur mu? Ya da yitirilmiş, içi boşaltılmış ve kaybedilmiş bir mefkurenin adına dava diyebilir miyiz? Gelinen bu noktada İman ve İnkâr'ın savaşı bir anlam ifade eder mi ki? Alimin zalime dönüştüğü bir zamanda İnkâra karşı İman savaşı verenleri kim ayırt edebilir ki? Hakikati arama gayreti olmadıktan sonra kazandığımız her zafer(!) Mahkemeyi Kübra'da hanemize vicdani bir mağlubiyet olarak eklenecektir... Faruk YILDIZ
Muğlaklığın Kötülüğü(Bitirme Tezi)
Bizler muhayyilemizde kötülüğün sınırlarını çok net bir şekilde çizeriz ve paradoksal biçimde de "olağanüstü" bir olguymuşçasına tasavvur ederiz. Oysa sanılanın aksine kötülük oldukça "sıradan" bir şeydir. En tehlikeli yönü de budur. Bu yüzden Baudrillard "Kötülüğün Şeffafflığı, Arendt "Kötülüğün Sıradanlığı",
Kitap yörüngeden çıktı :) süper bir sistem eleştirisi!
baskı ve zulüm altındaki insanların masum ve iyi olduklarına o kadar çok inanmıştık ki, bunun bizim en büyük yanılgımız olacağını bilemezdik. - Tanrılar Çağı'ndan
Reklam
Aşk nedir? Harika bir bilmecedir. Aşka dair en büyük yanılgımız?.. Bencilliğimize aşk adını vermemiz. Benciller... Benciller kıskanç olur. Ya da tam tersi. İnsan bencillikten nasıl sıyrılır? Hayatın anlamını kendi şahsına indirgemeyerek.
238 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.