Osmanlı’dan Tayyip’e Bilim Düşmanlığı
Hikmet Kıvılcımlı, “Osmanlı Tarihinin Maddesi” eserinin Üçüncü Cildinde Osmanlı’da bilimin ne hallere düştüğünü ve buna bağlı olarak Osmanlı Devleti’nin yıkıma nasıl dörtnala gittiğini veciz bir biçimde gözler önüne serer. Biz bu yazıda önce Usta’nın Osmanlı’daki yozlaşmayı somut olarak gösterdiği pasajı, Osmanlıca kısımlarından arındırarak,
Lâ tahzen! (Üzülme!) İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! Rahman: (c.c), “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı? O halde ne diye üzülürsün ey can? Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan; Gece gibi kapkaranlık nefsini yak !..
Reklam
Yoldukları tüylerden kendilerine kanat yapanlar
"Çoğu zaman hayatta ne olursa olsun, başıma ne gelirse gelsin hep bir anlamı olduğunu ya da onları yaşamam gerektiğini düşünürdüm. Her zaman bir anlam çıkarıyor muydum hayır, o zaman "Şimdi bunun bana ya da hayatıma etkisi nasıl olacak acaba, İnşAllah güzel bir etkisi olur." deyip bırakıyordum. Denk geldiğim kötülüklerin bile
İnceleme
Her birimizin kendine özel zaman kavramı var. Dilediğince adlandırabildiğimiz, günlük gidişatımıza, gelecek planlarımıza uyacak biçimde değer verdiğimiz bir kavram. Hem fazlasıyla kişiye özgü hem de herkesin yaşadığı kadar. Aynı ve farklı zamanların tüketicileriyiz. Bize özgü olan nasıl, nerede, kimlerle olduğumuz zihnimizle ve yaşantımızla
Elhamdülillah. Son1 yıldır en mutlu hissettiğim gün. Yaşadığım onca şeyin aslında uzun zamandır planlanmış bir emel olup aslında hiçbir payım olmadığı gerçeği herkes tarafından bilinen ve sadece üzerime yıkılmış bir oyun olduğunu öğrendim. Ve 1 yıldır kendimi hırpalıyorken, karmaşalar içinden çıkamıyorken , kendimi berbat hissediyorken tüm bu yaşadıklarımın tam da benim bildiğim gibi olduğunu öğrendim. Biliyor ama kanıtlayamıyordum ve bu döngüde çaresiz kalıyordum. Sadece kurban olmuştum ancak bir insan kurban olduğuna ancak bu kadar sevinebilir. Fail olmaktansa kurban olmak çok çok güzel. Buna şükredeceğimi bilemezdim. Çok derin bir ohh çektim. Rabbim sana şükürler olsun
Önceleri çok isyan ederdim allah bana bi hayat borçlu diye cünkü doğdumdan itibaren çoğu insandan farklı birşey ile mücadele ediyordum DEHB ile . Çoğu zaman da yaşadığım hayata lanet eder doğmasaydım daha iyi derdim sonra zamanla mücadele etmek yerine bunu özümsemeyi benim bir parçam olarak görmeyi kabul ettim isyan etmek yerine de teslimiyeti seçtim bana bu canı veren zaten Allah niye bana bir hayat borçlu olsun ki nefes alıyormuyum evet hala ayaktamıyım evet normal bir insanın fiziksel olarak yapabildiği her şeyi yapabiliyor muyum evet sırf farklı düşünüyorum diye niye bu kötü olsun ki her insan kendi sınavından sorumluluğa tâbi tutulur. insanlardan gördüğüm zararı ve zulmü Allâh a yıkmaya ve ona bahane etmiştim ve belki de DEHB olmasaydı hahatım bundan daha kötü olurdu kim bilir belki herkes gibi olmak herkes gibi düşünmek benim için iyi olmazdı. Bir DEHB li iseniz evet belki hayatınızdan on yıllar gidiyor ama belki de onyıllar kazanıyorsunuzdur bunun bir garantisi yok. Şunu da anladım bu hayatta bir insanın ne yaparsa yapsın değiştiremeyeceği şeyler mevcut bunu kabul etmek insanın ömrüne nereden baksan 3-5 yıl ömür katıyordur önceleri herkesten daha aptal olduğumu zannederdim hatta down sendromluları bike kendimden daha üstün görürdüm zira en azindan onlar normal insanlara göre bile çoğu zaman daha ahlaklı ve saf temizdiler. ne olduğu ve olmak istediği çoğu zaman insanın kendi elindedir mutlu olun mutlu yaşayın kendinizi sıkmayın dünyanin tüm yükünü siz taşımak zorunda değilsiniz
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.