21. yüzyıl!
İnsan psikolojilerinin alt üst olduğu, antidepresanların aspirinlerden fazla sattığı, intihar olaylarının arttığı, adeta "Dünyaya gelecek en yanlış zamanı bulmuşuz." denen bir dönemde yaşıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde İlber Ortaylı'nın bir kitabını okumuştum. Her insanın kendi dönemi için dünyanın en zor dönemi
Kitap okuma alışkanlığı kazandırmak, kitap okumayı sevdirmek, Türk Dili ve Edebiyatı’nın seçkin eserlerine ilgiyi artırmak için “Okumak Güzeldir” sloganı ile geleneksel olarak düzenlediğimiz 4. Okumak Güzeldir Kitap Okuma Yarışması'nda kayıtlar başladı.
Birinciye 25 bin TL, ikinciye 20 bin TL, üçüncüye 15 bin TL, Eyüpsultan birincisine 15
Oğuz Atay'a AİT DEĞİLDİR...
#Biliyor musun Olric
Neyi efendimiz?
Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı.
Neden efendimiz?
Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
İnsan, yaradılışı gereği, musibetler karşısında zayıf ve âcizdir. Basit bir kederle bile baş dönmesi yaşar. Küçük bir gam karşısında sersemleşir. Bir mikroba mağlup olan bedeni gibi ruhu da basit bir mesele karşısında sarsıntılar geçirir. Yaşam gidişatındaki ufak bir aksaklıktan ümitsizliğe düşer. Gerçekleşme işareti taşımayan zayıf olasılıklardan telaşa kapıldığı dahi olur. Önemsiz bir mevzuda hayal kırıklığına uğradığında hayat ona tümden acı görünür. Dünya sık sık ona dar gelir, pek çok defa zindan gibi olur.
İnsan, hissiyatını kontrol edebilme konusunda zayıftır. Nefsinin arzularını gemlemede âcizdir. Kalp dinginliğini sağlamada çoğu zaman yetersizdir. Kendi düşüncelerine karşı bile mağluptur. Aklının bir mutluluğa onlarca acı karıştırmasından yakasını bir türlü kurtaramaz. Yaşamın en kırılgan varlığı olan insanın hâletiruhiyesinin hangi hikmetler için böyle mukavemetsiz yaratıldığı, üzerinde tefekkür etmeye değer bir konudur.
İnsanın zayıflığı ve yaşamındaki acılar konusunda en ilginç tahliller çoğunlukla sûfilerin dünyasından gelmiştir. Birçok insan için yıkım sebebi olan hadiselerin sûfiler tarafından gülüp geçilecek nitelikte algılanması, çocuğun dünyasında büyük bir sorun hâlinde yaşanan bir oyuncak kaybının, bir yetişkinin pek de önemsemeyeceği bir durum olmasına benzetilmiştir.
Doğu’nun ve Batı’nın kadim tesellilerini aktarmaya devam eden Dervişin Teselli Koleksiyonu, üçüncü kitapta Sufilerin Mutluluk Sanatını merkeze alıyor.
- Şu merdiven başında pazarlık yapan kadın bir fahişe mi ?
+ Hayır.
- Peki ya o sokağın başında bacaklarını gösteren.
+ Hayır.
- Peki ya şu kadın baksana nasıl da şehvetle bakıyor.
+ Hayır o da değil.
- Burada hiç fahişe yok mu baksana şu kadınlara nasıl da giyinmişler.
+ Fahişe nedir bay Burton ?
- Tenini parayla satan aşağılıklardır bay Vencanze.
+ Hayır bay Burton Fahişelik bu değildir..
- Hah neymiş peki fahişelik ?
+ Fahişelik insanların hayatını bilmeden onları aşağılamak ve yargılamaktır. Sokağın sonunda bir berber var bay Burton lütfen aynaya bakınız. Orada var olan en büyük fahişeyi göreceksiniz. ...
1,5 milyon okur, 21 milyon alıntı ve 900 bin kitap incelemesi ile Türkçe’nin en büyük arşivi 1000Kitap 9 yaşında.
Hepimize kutlu olsun. ❤️
Görsel: instagram.com/p/COXJL_spfPx
Bugün 1000Kitap’ın doğum günü sevgili okurlar. Türkçe’nin en geniş kitap referans kaynağını oluşturan siz değerli okurlara tek tek teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız. Bayramınız kutlu olsun. 🎉❤️