en sevdiğin şarkı olmak istiyorum. telefonunda olmak, kulaklarında yaşamak... sürekli sesimi sana dinletebiliyor olmanın güzelliğinde, senin de bana eşlik edişini dinlemek istiyorum ki sesin sesime karışsın... en sevdiğin film olmak istiyorum mesela, dışarıda birileri sana favori filmini sorduğunda, aklına düşmek istiyorum. ya da en güvendiğin arkadaşın olmak istiyorum; başına kötü bir şey geldiğinde ilk beni aramanı ve “gelebilir misin?” diye sorduğun zaman hiç düşünmeden gelen olmayı... birbirimize sahip olduğumuz için sımsıkı sarılmayı istiyorum sana. ailen olmak istiyorum bazen. silmeye çalışsan da hiç kurtulamayacağın... özlediğin herhangi bir sevgilin olmak istiyorum. hayatına kim girerse girsin, biliyorum senin de var özlediğin biri. işte o olmak istiyorum birden, başkasıyla olsan bile aklında ol­mayı, öyle özel, derininde olmayı... “bir şeyin” olursam, hep eksik kalacakmışım gibi geliyor... ama “her şeyin” olmak da mümkün değil... anlıyor musun? seni sevmek, sevmenin ötesinde bir şey...
Néomi başırı salladı. "Yanına gelmemi ister miydin?" Conrad'ın kaşları çatıldı. "Bunu neden isteyeceksin ki?" Néomi dürüstçe cevap verdi. "Çünkü şu anda sen, dünyadaki en favori erkeğimsin. Dolgun ve dik göğüslü, yarı çıplak bir hayalet onunla birlikte duşa girmek istiyordu. Ve Conrad'ın bu gidişata nasıl ayak uyduracağı hakkında hiç- bir fikri yoktu. Titremeye başlayınca dişlerini gıcırdattı. Daha önce benzer bir deneyim yaşamamıştı.
Sayfa 93
Reklam
Son dönemin en favori terapi lafıyla kendimi erteliyorum: "Akışına bırak."
Sayfa 22 - PDFKitabı okudu
Vahdettin
Vahdettin'in Mustafa Kemal'e asıl şimdi yapacağı hizmetin bundan öncekilerden çok daha önemli olduğunu belirttiği ve, "Paşa, devleti kurtarabilirsin, dediği doğrudur. Ancak, kastı, İngilizlerin suyuna giderek daha büyük felaketleri önlemektir. Asayişi sağlaması yeterlidir. Zaten kendisinin ve favori Sadrazamı Ferit Paşa’nın tüm eylemleri de bir Milli Mücadele fikrine temelden karşı olduklarına işaret etmektedir. Bir direniş örgütleyeceğini anlar anlamaz Mustafa Kemal'i Anadolu' dan geri çağırmışlardır. ileride idamı için fetva çıkaracaklardır. İstanbul resmen işgal edilip son Osmanlı meclisi dağıtıldıktan sonra dahi bir ordu toplayıp Ankara'nın üzerine yürümekten çekinmeyeceklerdir. Büyük Millet Meclisi en azından Sakarya Meydan Muharebesi'ne kadar- Vahdettin'le uyumlu çalışma isteği sergilemiş, ancak son Osmanlı padişahı bu meclisi tanımaktan bile imtina etmiştir.
Şapşal ya
Kimseden hoşlanmadığı sürece Evie'nin bir gün, hazır olduğunda, uyanıp benim onun için ne anlama geldiğimi fark edeceğini hayal edebiliyordum. (Bu ânı hayal etmek en sevdiğim hobilerimden biriydi. Favori hayalimse bunun sağanak yağmur altında olmasıydı.)
Sayfa 39 - CalebKitabı okudu
Herkesin hayatı aslında küçük şeylerden oluşur. Büyüklük zihinsel bir soyutlama ve egonun en favori fantezisidir.
Sayfa 265Kitabı okudu
Reklam
İşte olegustus bu kişilerin en favori reseptörlerinden biridir. Çünkü kendisinin yağ ile ilgili bir reseptör olduğu düşünülmektedir
Sayfa 97
İşte olegustus bu kişilerin en favori reseptörlerinden biridir. Çünkü kendisinin yağ ile ilgili bir reseptör olduğu düşünülmektedir
Sayfa 96
Güçlü olanı taklit etmek
Bize saygı, onay, hayranlık ve statü kazandıran davranışlara çekiliriz. Spor salonunda kas geliştirebilen kişi, en zor akorları çalabilen müzisyen ya da en başarılı çocuklara sahip ebeveyn olmak isteriz çünkü bu tür şeyler bizi kalabalıktan ayırır. Çev-remizdekilere uyum sağladıktan sonra öne çıkmanın yollarını aramaya başlarız. Çok etkili insanların alışkanlıklarını bu kadar önemsememizin nedeni budur. Başarılı insanların davranışlarını kopyalamak isteriz çünkü kendimiz de başarıyı arzularız. Günlük alışkanlıklarımızın çoğu hayranlık duyduğumuz insanlarınkile-rin taklididir. Sektörünüzdeki en başarılı şirketlerin pazarlama stratejilerini kopyalarsınız. Favori fırınınızın tariflerini uygularsınız. En sevdiğiniz yazarın hikâye anlatma stratejilerini ödünç alırsınız. Patronunuzun iletişim tarzını taklit edersiniz. Gıpta ettiğimiz insanları taklit ederiz.
Heidegger için, Batı'nın kurtuluşu, zorunlu olarak, Versailles Antlaşması'nın onu sürüklediği mertebeden Almanya'nın kurtuluşunu içeriyordu. Bu amaç için Heidegger, en azından 1932 baharıyla birlikte, Hitler ve Nazileri desteklemeye başladı. NSDAP'ta, Almanya'yı depresyondan çıkarabilecek siyasal bir programdan fazlasını buldu. Başta özellikle ırkçılık ve biyolojizmi olmak üzere, bütünlüğü içinde hiç kabul et­mediyse de, bir hareket olarak Nazizm'in Marxizm'in yayılmasını durdurabileceğini ve en favori siyaset teorisyenlerinden biri olan Friedrich Naumann'ın (1860-1919) aşırı muhafazakâr görüşünü gerçekleştirebileceğini düşündü: ılımlı bir biçimde modern teknolojinin kazanımlarını temellük ederken endüstri dönemi öncesi Almanyasının ruhunu ve geleneklerini muhafaza eden bir orta Avrupa imparatorluğu oluşturabilecek karizmatik bir lider etrafında birleşmiş bir güçlü milliyetçilik ve militan bir biçimde anti-komünist sosyalizm görüşü.
Sayfa 26
Reklam
Sonra... Sonra bir çocuk ölüyor. Henüz hiç hayal kurmamış, gözlerinin içinden masumiyet akan, gözlerinin içi sonsuz gülen... Sonra bir çocuk ölüyor. Henüz hiç hayal kurmamış, gözlerinin içinden masumiyet akan, gözlerinin içi sonsuz gülen... Sonra bir çocuk ölüyor. Henüz 'keşke'si olmayan, daha en favori oyuncağını seçmemiş, hiç ip atlamamış, sınav heyecanı yaşamamış... Sonra bir çocuk ölüyor. Hiç anı edinememiş, hiç âşık olmamış, çok sevmiş ve çok sevilmiş bir çocuk... Sonra... Birçok şey anlamını yitiriyor. Can yanıyor, canlar yanıyor. İnsanlık ölüyor. Bir tatlı huzur? Almaya gelmeyi çok isterim. Eğer varsa.
Sayfa 24
İlk cümleden favori kitabım oldun <3
Gelmiş geçmiş en iyi günlerdi, gelmiş geçmiş en kötü günlerdi; hem bilgelik çağıydı hem ahmaklık; hem inancın devriydi hem şüpheciliğin; hem Aydınlık hem Karanlık bir mevsimdi; umudun baharı, umutsuzluğun kışıydı; hem her şeyimiz vardı hem hiçbir şeyimiz yoktu; hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam aksi istikamete
BİR MODERN ÇAĞ HASTALIĞI: MÜKEMMELİYETÇİLİK
Toplumumuzun farkında olmadığı en büyük hastalıklarından biridir Mükemmeliyetçilik. Toplumun en üst katmanından başlayıp en alt katmanına kadar herkese sirayet etmiştir. Azla yetinememe, hep daha fazlasını isteme, yapmadığı seçimlerden pişmanlık duyma ve manevi doyumsuzluk bu hastalığın belirtileri arasındadır. “Olacaksa en iyisi olmalıdır yoksa
Sayfa 27 - Hayal Bilgisi 52.sayısını / Hakan ÇelebiKitabı okudu
Sonra bir çocuk ölüyor. Henüz 'keşke'si olmayan, daha en favori oyuncağını seçmemiş, hiç ip atlamamış, sınav heyecanı yaşamamış...
Resim