Aziz gelmişin geçmişin şenliği oldu. Toz, duman, ter kainatın bu alçak kısmını sardı. Aziz sebep olduğu toza toprağa buluta bakarak bari onlar duymasa bari bunlar görmese dediği herkese göründü. Utanç içini küçülttü. Bu duyguyu tanır ve severdi. Utanç, kendi kadar bir kaba yerleşmek gibi gelirdi ona hep. Fazlası yani kabaranlar köpürenler utanınca kaybolur ve utanmış bir öz kalırdı, özüne razı. Utandığı vakit insan, en razı oldu ğu andı, bir dilim ekmeğe medyun-u şükran, en hafif selam ve tebessüme bin ihtilaçla mukabelede bir perde gibi havalanırdı.
Heidegger, aşkı şöyle tanımlarken herhalde başka türlü bir sevginin hayali-ni kuruyordu: "Aşkın en derin tanımını, 'amo volo ut sis' diyen Augustinus yapmıştı belki de: Seviyorum, yani sevdiğimin oldu-ğu gibi olmasını istiyorum. Aşk [sevilenin] özünü] ortaya çıkartacak şekilde bir kendi haline bırakmaktır."Yani aşk, "birinin ötekine karşı en derin özgürlüğüdür.Ama istemenin,' volo'nun niyetliliği, amaçlılığı bu aşka bir ikircik ve çifte anlam yükler. Arendt bu yüzden haklı bir şüphe dile getirir: ""Volo ut sis': ben senin esasında olduğun gibi, özün gibi olmanı istiyorum anlamı-na gelebilir ve o zaman aşk değil, Öteki'nin özünü bile kendi iradesine tabi kılan bir hükmetme saplantısının ifadesi olur.
Sayfa 74·Kitabı okuyor
Reklam
Sen dünyanın en güzel evrenisin -`♡´-
ᑲіrkᥲç sᥲ𝗍ır ᥡᥲzmışsıᥒ, һᥲr𝖿ᥣᥱrі güᥣ𔓘 k᥆kᥙᥡ᥆r һᥱr ᥴümᥣᥱძᥱᥒ іçіmᥱ ᥒᥱһіrᥣᥱrіᥒ ᥲkıᥡ᥆r
Sayfa 90 - Başlık alıntıya dahildir·Kitabı okuyor
- EBÜ'L VAKT OLMAK...
— «Velinin «ebulvakt-vaktin babası» olması...» — «Evet. İnsan olmak iki ayak üzerinde durmak demek değil. Veli, vaktin babası ve «Bir gü­ nü bir gününe eş geçen aldanmıştır»ın hakikati­ ne tam uygunluk gayesini gösterir. Bize düşen, onların temsil ettiği mânâdan kıvılcımlar kapma­ ya bakmak... «Aydın, çağından sorumludur»... Bu söz, aslı ve hakikatiyle İslâmdadır; müslüman, zamanının sorumlusudur. Uzun söze ne hacet, zamanın hakkını verebildiğin kadar müslümansın... Bir sakal, bir teşbih, cimnastik yapar gibi namaz, tamam çok keskin müslümansın; yok öyle şey!.. Bugün Batı'nın tersinden yaklaşır gibi olduğu hikmetin aslı, esası, gayesi bizde, en mahrum olan da biziz!..
haziran 1989, 81 mevsimi, aydının sorumluluğu, ibda yay.·Kitabı okudu
"Peki şimdi? Şimdi peki hayata neresinden devam etmeli? Biliyordu ki birdenbire kendini şu hayhuy bitmiş bulacak, biliyordu ki en ummadığı zamanda hep düşündüğü acılar düşünmediği şekilde çok başka kılıkla karşısına çıkacak, bir zillet, bir insan içine onu çıkartmayacak utanç nerden gelirse gelsin bulup yapışacak, yan kaçacak yan arsız olacak utanç da böylece paylaşılacak. Biliyordu unutmadığı, içinde onunla gezen idrak anlan şimdi için değildir. Bir başka hayatı duyar ya da seyrederken o idrak onun hayatını kurtarmış gibi başını gösterir. İnsan şimdi kurtulmuş oldu ğu şeye batmış olana bakar ve ölümün bile idraksizlikten oldu ğunu anlar. İdrak kurtuluştur, unutmamak kurtuluşur. Hayata unutmamaktan bakmalı ve idrakten içeri girmeli, tek kapısından girmeli.
Eskilerin İlim Eserleri
Lâkin Râkım Efendi'nin aldığı terbiye ve gördüğü tahsil öyle her hâl ü vakti yolunda adam evlâdına müyesser olamaz. Kendi hâhişi ve dadısının sevk ve teşviki sayesinde Arabîden sarf u nahiv filandan ma-ada Risale-i Erbaa'yı, şerhleriyle beraber lâyıkıyla gördü. Hele mantık cihetini tasdîkat hitâmına kadar pek kuvvetli tahsil eyledi. İlm-i hadis ve tefsirde oldukça behre kazandı. Fıkhı dahi gözden geçirdi. Farisîden Gü-listan ve Baharistan ve Bostan ve Pend-i Attâr ve Hafız ve Sâib'i tekmîl et-mekten kat-ı nazar en müntehåb parçalarını ezber dahi eyledi.
Reklam
863 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.