Onsuzluk
Bugün günlerden yağmurlu bir cumaydı. İşten çıkmış otobüste kafamı cama dayayıp "çok eski şarkı" isimli müziği dinliyordum. Sözlerinde "iznin olmadan hala seviyorum seni" geçiyordu. Evet, onun izni olmadan hala onu seviyordum. Onu "kafamda dönüp duran plaklar" gibi çalıp duruyordum adeta... Sanki bedenime tüm
Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
Reklam
Şiir yazmak...
Bana göre şiir yazmak şöyle bir şey hani bir işi severek canı gönülden yaparsınız ya şiirde öyle bir şey bir işi severek yaparsanız hem o iş sağlam olur hem de güzel olur ama bir işi zorla yada elinizden gelmediği halde yaparsanız o iş hiç bir işe yaramaz ve olmaz olsada gönülsüz olur işte şiir yazmakta öyle bir şey aslında sadece şiir değil bir kitapta yazmakta öyle ben bugüne kadar yazdığım şiirler ve sözleri ben özellikle bir çoğunda kendimi anlatmak için yazdım öyle hadi ben şiir yazayım demedim zaten öyle yazsam herhalde saçma sapan kelimelerden başka bir şey olmazdı bilmiyorum belki şiirleri mi beğenmeyen insanlar da vardır herkesin düşüncesi fikri kendine tabiki ne demişler Zevkler ve Renkler tartışılmaz o yüzden bende herkesin düşüncesi ve fikirine saygı duyuyorum tabi bana karşı kırıcı olmadığı zaman ben bu yolda bir şey farkettim oda beni çok onurlandırdı oda şudur ki benim bu yeteneğimi kıskanan insanlar çok oldu özellikle yakın çevrem de ama bir söz var her aklıma geldiğinde bana doğru yolda olduğumu gösteriyor ve hatırlatıyor ( Ne zaman ki düşmanlarım çoğaldı o zaman anladım ki ben doğru yoldayım Şemsi Terzi ) yaptığım iyiliklere kötülük verenler de zerre umrumda değil çünkü o güzel insanın en güzel sevgilinin çok güzel bir sözü aklıma geliyor ( Hep iyilik yap onlar layık değilse sen layıksın Hz. Muhammed ) ve bunlar gibi pek çok sözle devam ediyorum hayatıma Allah'a emanet olun...
Sevdiğim insanlar..basit ve yormayan kahve oturmaları, soğuk havada kalp ısıtan yürüyüşler, birlikte yemek ve tatlı yaparken alınan zevk, iki tatlı gün değerlendirmesi, seneler önceki anıların üstüne eklenen, telefon ya da herhangi bir şeyi akla bile getirmeyen gülmekten göz yaşartan muhabbetler..tasavvuf, felsefe, edebiyat tez ve antitezler..şiir okumaları.sevildiğinden, önemsendiğinden, düşünüldüğünden şüphe duymadığın her an.herkesin güzel özelliğinin hayranlıkla övülmesi, kusur varsa bile şefkatle okşanması, içten tavsiyeler, dertleşip ağlarken güldürecek bir şeye illaki bağlanması, acaba yanlış mı anladı diye düşündürmeyen, nazlanabildiğim ve nazı bana güzel gelen insanlarla yaptığım her şey ama her şey ruhumu çiçeklendiriyor.hayatı yaşanılır kılan, o olmasaydı dünyadaki güzellikler çok eksik olurdu dediğim insanlar..hissedilen her şeyi yazmak da mümkün değil elbet.kelimeler her şeyi ifade etmiyor.ama bunlar, yaşarken içimi kıpır kıpır eden, hayran kaldığım, cennet tadı veren nimetler..sahip olduğum en yüksek mertebe.hepsi için şükrülillah..
Aylar boyunca ülkemizdeki ilişkiler hakkında sosyal mecralardan genel olarak yaptığım analiz şudur; Bu konuda youtube videosu çekmek isterdim. 1. Erkeklerde genel olarak 30 yaşına gelmeden olgunluk çok az görülüyor.30 yaşından sonra güzelliğe daha az önem verip aslında kafa dengi olmanın muazzam olduğunu fark ediyorlar. 2. Ayrılık ve aşj acılı
Okumak en güzel huyum :) Naçizane;
Yıllar yılı yaptıkça kendimi iyi hissettiğim bir şey var.. Bilhassa karmaşık duygu/düşünce içinde olduğum, yolculuk yaptığım zamanlarda.. Bir kitapçıya gider önce biraz bakındıktan sonra gözüme ilk takılan kitabı alırım.. Ve ne hikmetse hakikaten tüm o benliğimdeki suallere ya cevap bulduğum, yahut gittiğim yere/ulaşım şeklime göre bir hikayeye denk gelirim.. işte o zaman anlıyorum ki kitaplar da nasibin parçası .. Bazen tüm öneri ve araştırmalardan uzak size seslenen kitabı alın …
Reklam
Çalıkuşu Feride' nin dediği gibi: " Bu hayatta yaptığım en güzel şey uzaklaşmak. Kin gütmem, hesap sormam, çirkinleşmem, zorluk çıkarmam. Sadece uzaklaşır ve soğurum..."
Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafları bize ne söyler?
iki üç gündür biraz hastayım. bu süreçte kitap okuyamadım. uzun süre kitabın başında duramadığım için kitap okuyamadığım bu sürede aklıma geçenlerde
Fotoğraflarla Atatürk
Fotoğraflarla Atatürk
kitabını okuduğum/fotoğraflarına baktığım geldi. ben genelde Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğraflarına bakarken o zaman gerçekleşen
İşkenceci bir abinin Kız Kardeşine Mektubu (28 Şubat)
Sevgili kardeşim Doğam,evimizin dördüncü kardeşten sonuncusu ve İzmir’de doğan tek kardeşimiz (Ablam ve erkek kardeşim biz Hakkari’de doğduk). Sana küçükken yaptığım her şey için o kadar mutluyum ki 😌örnek( yatak altından şeytan maskesiyle çıkıp korkutmak, yüzünü boyamak,kışın ıslatmak,yatak yorgan içine kapamak vs ) bana sorsalar “pişman mısın” diye bende “Pişman değilim yine olsa yine yapardım” derdim. Sende benim pokemon kartımı ısırmıştın hem de newton en zor çıkan. Demem o ki şimdi 25 yaşındasın ve artık öğretmensin. Sana bugün çocukken ablamla Hakkari’de birbirimize çizimler yaparak özel günleri kutladığımız ufak bir hediye hazırladım. Gerçi bizim monami pastel boyalarımız vardı renk renk ama olsun fosforluda iş gördü bunu çizdim.Birde yanlarını yaktım 2 boyutlu olsun dedim. Umarım beğenirsin.Bu arada tek özür dileyeceğimiz kişi ablamla birlikte annem olacaktır. Bu özel günlerde bazen anneme şiir yazmayı bırak, kendi rujunu paketleyip ona hediye olarak geri veriyorduk o da şaşırıyordu “AAAA NE GÜZELL HEDİYE BAYILDIM” bizde 5-6 yaşın verdiği beyinle birbirimize bakıp hafif kurnazlı bakışmarla kıkırdaşıp gülüyorduk.Neyse konu yine dağılmasın. Seni çok seviyorum. SENİN KADAR GÜZEL BİR YIL SENİNLE OLSUN DOĞAM 🎂 Sen evin son mirası ,prensesi ve eve doğduğunda dik saçla gelen gergin ve ağlayan tek bebesi iyi ki varsın🎂😎