"Bir soluk gibi tükeniyor yıllarımız. Ömrümüz yetmiş yıl sürüyor, bilemedin seksen, o da sağlıklıysak; en güzel yıllar da zahmetle, kederle geçiyor, çabucak bitiyor, uçup gidiyoruz."
.../
Dudaklarını anımsıyorum ekmekten sudan aziz
Ellerini anımsıyorum saçlarımda sevecen
Sonra gözlerin; dupduru, yalansız, kuytu
Seni andıkça bir imbat esiyor Ege'den
Yaşanacak yıllarımız olmalı diyorum, seninle
Uyuyacaksan kollarımda uyumalısın
Vaktin olursa sevişmekten deli gibi
Başını omuzlarıma koymalısın
En güzel sözcüklerle, öpüşlerle, şiirlerle
Sana sevgimi anlatmalıyım uzun uzun
Pencereden gökyüzü görünmeli, yıldızlar
Tek tanığı olmalı mutluluğumuzun
Uyanmalısın doğan günle birlikte
Yeniden sevişmeye durmalıyız, yeniden
Ve yepyeni bir dünya yaratmalıyız
Her ânı aşktan, mutluluktan, sevgiden
En sonunda kadın vücudu üzerine, kadın vücuduna sahip insanların bakış açısıyla yazmak mümkün olmuştu. Alicia Ostriker’ın memelerin büyümesi süreci üzerine yazdığı şu coşku dolu şiiri ele alalım.
Çocukluk yıllarımız boyunca onları bekleriz,
Annelerimizin yerine geçmek için, sabırsızca,
Onları ele geçirmek, bluzlarımız içinde
güçlerini hissetmek isteriz.
İşte tam bir kişilik, işte şekil hissettiğimiz,
Biz Tanrının bu dünyaya armağanı,
Ve memelerimiz büyüdüğünde,
Bu dünyanın Tanrıya armağanlarıyız.
Aşıklarımız onları yaladığında,
Ve bizi oraya, o güzel kokulu ıslaklığa, götürdüğünde
Bebeklerimiz anlar gibi vızıldadığında
Memenin içsel anlatımı, dışandan bakan birinin anlatımından radikal bir farklılık içeriyor. Sadece erkek arzusunun basit bir nesnesi olmayan memeler artık, henüz tomurcuklanan genç bir kadının kimlik bilinci ve yeni keşfettiği erotizminin işareti oluyor
1-Ya Rab, barınak oldun bize
Kuşaklar boyunca.
2-Dağlar var olmadan,
Daha evreni ve dünyayı yaratmadan,
3-Öncesizlikten sonsuzluğa dek Tanrı sensin.
İnsanı toprağa döndürürsün,
“Ey insanoğulları, toprağa dönün!” diyerek.
4-Çünkü senin gözünde bin yıl
Geçmiş bir gün, dün gibi,
Bir gece nöbeti gibidir.
5-İnsanları bir düş gibi siler,