Teorik akıl, Tanrı’yı, bütün varlığın kaynağına koyarken (ens originarium) pratik akıl en yüksek iyiye ulaşmak için Tanrı’nın var olmasını şart koşmaktadır. Teorik akılda Tanrı, şartlı olan varolanları şartsız olan bir varlığa bağlayarak varolanların tamlığı için gerekli olan bir varsayım haline gelmekteydi.
Bunun gibi, pratik akıl da en yüksek iyiye ulaşmak için Tanrı’yı varsaymak zorundadır.
“En yüksek iyiyi geliştirme, bizim için ödevdi dolayısıyla bu en yüksek iyinin olanaklılığını varsaymak, yalnızca bir yetki değil, aynı zamanda ödeve bir ihtiyaç olarak bağlı olan bir zorunluluktur. En yüksek iyi de
ancak Tanrı’nın varoluşu koşuluyla olabildiğinden, bunun varsayılması ödeve ayrılmaz bir biçimde bağlıdır, yani Tanrının varlığını kabul etmek, ahlaksal bakımdan zorunludur.”
İÜ Felsefe
Akıl ve ve Eylem.