“Eğer bugün veba sizi ilgilendiriyorsa, bunun nedeni düşünme zamanının gelmiş olmasıdır. Dürüst insanların bundan korkmasına gerek yok, ancak kötüler titremekte haklı. Evrenin uçsuz bucaksız ambarında, karşı çıkılması olanaksız bu felaket, samanı tohumdan ayırıncaya kadar insanlık buğdayını dövüp duracak. Saman tohumdan çok; kurtulanlardan çok aramızdan ayrılanlar olacak ve bu felaketi Tanrı istemedi. Uzun zamandır, dünya kötülükle uzlaştı, uzun zamandır Tanrı’nın bağışlayıcılığına güvendi. Biraz pişmanlık yetiyordu, her şeye izin vardı. Ve pişmanlık konusunda herkes kendini güçlü hissediyordu. Zamanı gelince nasılsa pişmanlık duyulacaktı. O zamana kadar, en kolayı kendini sıkıntıya sokmamaktı, gerisini Tanrı’nın bağışlayıcılığı hallederdi nasılsa. Ama işte, bu böyle süremeyecekti. Uzun süredir bu kent halkına acıyan bakışını çevirmiş olan Tanrı beklemekten bıkarak, sonsuz umudunun boşa çıkmasıyla hayal kırıklığına uğrayarak, bakışını başka yana çevirdi. İşte şimdi, Tanrı’nın ışığından yoksun bir halde vebanın cehenneminde uzun süre kalacağız!”