Tarih boyu, Türkler'in omuzladığı en büyük Şeref
Dini va­zifeler arasında en şerefli bir vazife daha var ki, buna "dine hizmet" vazifesi diyebiliriz. İslâmda "i'lâ-yı keli-metullah" tabiriyle ifade olunan bu vazife, cihad, yâni, icabında, hak yolunda mücadele ve harbetme hizmeti­ne kadar gitmek üzere, dini okutma, öğretme, neşir ve telkin etme gibi hizmetler ihtiva eder.
Sayfa 98 - Yağmur YayıneviKitabı okudu
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mükerrem insan: Allah'a inanır, Kur'an'a sarılır. Peygambere tabi' olur, hadislere bağlanır. Zekası, irfanı daima doğruyu ve hayrı seçer. Hak yolunda yürür, hataya düşmez, kendi fıtratını anlar. Hak ehlidir. Bütün güzel ahlak yani Kur'an ahlakı onun huyu olmuştur. Bu dünyanın bir geçit, bir tarla olduğunu bilir.. Burada ne ekerse, ahirette o biçilir düşüncesiyle en iyiyi ekmeye, yapmaya çalışır. Devletin, insana bir Allah emaneti olduğunu bilir ve her işi ehillerine tevdi' eder. Daima ihlas ve takva, samimiyet ve hakikat aşkı ile 'Allah'ın has kulu' olarak vazife görür ve onun emirlerine uyar, rızasını gözetir. Mükerrem insan: en şerefli ve en muhterem insandır. En kudretlidir, en nüfuzludur. En muhteremdir, en sevilen kimsedir. İtimat edilen ,en hayırlı insandır. Yer yüzünün yüz akıdır. İslam'ın mümessilidir. Rahmete me'murdur.
Mükerrem İnsan
Mükerrem İnsanMahmud Sâmi Ramazanoğlu · Erkam Yayınları · 198055 okunma
Reklam
Birinci Söz BİSMİLLÂH her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. Bil, ey nefsim, şu mübarek kelime, İslâm nişanı olduğu gibi, bütün mevcudâtın lisan-ı hâl ile vird-i zebânıdır. Bismillâh ne büyük, tükenmez bir kuvvet, ne çok, bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şu temsîlî hikâyeciğe bak, dinle. Şöyle ki: Bedevî Arap
Bir gün Şakik, talebesi Hatem’e dedi ki: “Ne kadar zamandır benim derslerime devam ediyorsun?” Hatem: “Otuz üç seneden beri” dedi. Şakik: “O hâlde söyle bakalım: Bu zaman zarfında benden neler öğrendin?” Dedi ki: “Sizden sekiz mesele öğrendim, efendim.” Bunun üzerine Şakik: “İnnalillâh ve innâileyhirâciûn. Ömrüm seninle birlikte geçti
Yapıtaşı aile olan, aile yapısı karı-koca arasındaki iş bölümüne dayanan ve bu ailenin en önemli vazifesinin yeni nesli muhafaza etmek olan toplum, medeni toplumdur. Zira insanî ahlâk ve değer yargıları, ancak bu tür bir aile ortamında doğup gelişir ve bir sonraki kuşağa aktarılır. Söz konusu insanî ahlâk ve değer yargıları, aile dışında başka bir sosyal kurum veya kuruluşta asla doğup gelişemez. Diğer taraftan toplumun esasının -kendi deyimleriyle- cinsel özgürlük ve gayr-i meşru kuşak olması ve aile içi ilişkilerin vazife taksimi ve karşılıklı iş bölümü yerine heva ve heveste, arzulara ve dürtülere dayanması, kadının işlevinin süslenip püslenmek, tahrik etmek, baştan çıkarmak hâline gelmesi, -etkilenerek veya toplumu etkileyerek- asli vazifesi olan bir sonraki kuşağı yetiştirme işinden elçektirilerek otellerde, gemi ve uçaklarda işçi-memur yapılması, maddî üretime katkıda bulunmak insan yetiştirmekten daha kârlı, daha şerefli ve saygın sayıldığından kadın enerjisinin insan yetiştirmede değil, maddî üretim ve araç imali alanlarında istihdam edilmesi... insani değerlere vurulduğunda ilkellik, medeniyetten uzaklık veya İslâmî tabirle cahiliye demektir. Karşı cinsler arasındaki ilişki ve aile yapısı, bir toplumun ilkel mi, medeni mi, cahilî mi, İslâmî mi olduğuna dair karekter tespitinde başvurulacak kesin bir kriterdir. Bu ilişkilerin temelinde hayvani dürtüler, hayvani ahlâk ve değer yargıları yaratan toplumlar teknolojide, sanayide, iktisat ve bilimde ne dereceye ulaşmış olursa olsun kesinlikle medeni olamazlar. Cinsler arası ilişkinin niteliği, insanî olgunluk derecesinin tespitinde asla yanılmayan bir kriterdir.
Sayfa 132 - Beka Yayıncılık
132 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın ana temasını aşk ve evlilik ilişkisi oluşturuyor. Aşk'ın neliğine, kadın erkek ilişkilerinde ne anlam ifade edebileceğine dair değerlendirmeler yoğunlukta ama ilk aşkın evlilikte nasıl muhafaza edileceği ve edilmesi gereği üzerine uzun tahliller zaman zaman sıkıcı bir hal de alabilmekte. Konuların işlenişinde referans alınan Hıristiyanlık
Evliliğin Estetik Geçerliliği
Evliliğin Estetik GeçerliliğiSoren Kierkegaard · Araf Yayınları · 2013161 okunma
Reklam
Hz.Ebubekir Rd hayatı
Ebu Bekir (r.a.) İslam dininin Peygamber Efendimizden sonra ikinci büyük şahsiyeti Hz. Ebû Bekir’dir (r.a.). İslam davası uğrunda eşsiz bir fedakârlık örneği ve sadakat tim­sali olmuştur. Hayatı baştan sona ahlak, fazilet ve yüce insanlık örnekleriyle do­ludur. Hz. Ebû Bekir (r.a.), henüz peygamberlik güneşinin dünyamızı aydınlatmadı­ğı o
97 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.