John Beger şöyle diyor;
”Kendi ölümümle beni en çok uzlaştıran şey bir düşünce,senin ve benim kemiklerimin birlikte gömülüp dağıldığı,çırılçıplak kaldığı bir yer düşüncesi.Kırık kaburga kemiklerimin üstünde göğsün bir çiçek gibi.İçiçeliğimizi böyle imleyişimin,yalnızca kalsiyum fosfattan oluşsa da,huzur verici olması ne garip.Ama öyle.Seninle olduktan sonra,kalsiyum fosfat bile olmanın bize yeteceği bir yer düşünüyorum…”
çok sevdiğim bir alıntıdır...
Ama ardından Simone de Beauvoir'in bu alıntısı adete insana"gel de çık işin içinden dedirtiyor"
“Hepimiz için aynı olan bu ölümü herkes tek başına karşılıyor. Yaşam açısından birlikte ölünebilir; ama ölmek, "birlikte" sözcüğünün artık bir anlam taşımadığı bir dünyaya kaymaktır. Dünyada en çok istediğim şey, sevdiğimle birlikte ölmekti, ama cesetlerimiz yan yana yatsa bile, bu yalnızca bir aldatmaca olacaktı; hiçlikten hiçliğe bir bağ yoktur.”
Ve ben bu iki fikir arasından bir yere varamıyorum...