Eser, Anton Çehov'un farklı dönemlerde kaleme aldığı öykülerinden oluşuyor. Çehov'u tanıyan okurlar bilir ki yazarımız hayatının bir dönemini derin bir yoksulluk içinde geçirmiş ve öğrencilik yıllarında "Çehonte" takma adı ile para kazanmak için öyküler yazmıştır. Çehov, bu öykülerinin çoğunun niteliksiz olduğunu ve kendi eserleri içinde sayılmaması gerektiğini söylese de günümüzde bu öyküler de toplu öyküler içinde veriliyor. Bu yüzden çoğu derleme öykü kitaplarında kalite bakımından bir dalgalanma görülüyor.
Öykülerin konusu genel olarak insan ilişkileri, aşk, hayal kırıklığı, toplumun karmaşıklığı gibi temalar üzerine kurulu. Elbette keyifli, klasik Çehov tarzı anlatımı da es geçmemek gerekir. (Sıradan insanların hayatlarına odaklanırken tam kararında betim ve ayrıntılar, nokta atışı karakter analizleri)
Gogol'ün tatlı anlatım tarzı olmasaydı sanırım en sevdiğim yazar Çehov olurdu. Onun insan doğasının karmaşıklığını anlama yeteneği incelikli anlatımı yeteneği ile birleşince beni benden alıyor. Yalnız bu eser üzerinden değil, genel olarak Çehov'un karakter analizleri ve insan psikolojisine olan hakimiyeti gerçekten çok etkileyici.
Dili bu kadar sade ve gereksiz ayrıntıdan uzak kullanırken öyküyü bu kadar canlı ve hayal edilebilir anlatmak da yine yazarın en etkilendiğim özelliklerinden biri.
Kitaptaki bazı öyküler, hikaye başlamadan bitmiş gibi hissettirse de bunların sayıca azlığı yüzünden bu öyküler gözüme çok batmıyor. Kısaca "Çehov ve öykü"... Övmek için başka bir söze ihtiyaç yok aslında.