Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Okuyun,okutun...
Beden Cehennemde Ama Kalp Cennette...
Uzun zamandır beni böylesine tatmin eden bir kitap okumamıştım sevgili okuyucu. Uzun uzadıya konuşmak istiyorum. Bolca SPOİ vermemek imkansız. Okumamış olanların dikkatli olmasında fayda var. Bu harika bir mutluluk değil mi? Beklentisiz okuduğun bir kitabın daha ilk cümleden seni büyülemesi... Büyük bir
Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır.
Adı daha çok çekmişti beni, arkadaşımın hediyesiydi, acaba yazar neden böyle bir isim koymuş kitabına diye düşündüm. Tabi hemen elime alıp okumaya başladım. Kitabın adının hikayesinden bahsedilmiş. Şimdi bunu ben söylemeyeyim.
Bu kitap bende neler uyandırdı. Neden 2 yıl önce okuduğum kitabı tekrar okuma gereği hissettim. Ondan bahsetmek istiyorum.
"Kişisel gelişim kitabı olması, eğlenceli olması, ya birkaç sayfa daha okuyum da kendime geliyim" gibi bir düşünceyle kitap bitiyor. ( ben böyle bir bakışla okudum)Tabi bu kitabın diğer kişisel gelişim kitaplarından farkı; okudum bitti rafta dursun kardeşim de okur belki, gibi bir algı bırakmıyor insanda. Bir sayfa daha, bir sayfa daha okuyarak bitiyor kitap. Bu sayfalar tabi ki tek tek zihnimizde yer alıyor. İkinci kere okuduğumda unutmadığımı zihnime işlediğini bir kez daha anlamış oldum.
İnsanlar arada kaliteli kişisel kitapları okumalı. Özellikle kendini, yaşamını sorguladığı zamanlarda. "Ya ne oluyor ya benim hayatımda böyle , neden istediğim hiçbir şey olmuyor, ben hep böyle mi kalacağım" dediğiniz zamanlarda bu kitabı okuyun. Okumalısınız ki buhrana kapılmayıp kendinize gelmeniz için. Tabi başka kişisel gelişim kitabı da okuyabilirsiniz ama inanın hepsi o kadar etkili olmuyor. A. Şerif İzgören bu anlamda okuyarak sevdiğim birkaç kişisel gelişim yazarından biridir.
Son olarak bu kitap için "hem eğlendiren hem geliştiren" bir kitaptır diyebilirim.
Keyifli okumalar!
Dipnot: Yazarımızın, Avucunuzdaki Kelebek adlı kitabı da en az bu kitap kadar iyi.
Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir HayvandırAhmet Şerif İzgören · Elma Yayınevi · 202223,8bin okunma
Kadınlara adanmış bu kitabı psikolojik sever, fantastik sever, polisiye sever herkese tavsiye ederim. Hikaye 2020 yılında başlayıp 2029’a kadar uzanıyor. Bi kere kitabı okurken az biraz psikanaliz bilmeniz sizi keyiflendirecektir. Çünkü genç bi kadının başka bi kadının cinayetini araştırırken kendi karanlığındaki karakter evrimini anlatıyor. Basit
Kitap;
I Toplum Tarafından Kabul Görmenin Tesellisi
II Yeterince Paraya Sahip Olmamanın Tesellisi
III Düş Kırıklığı Yaşamanın Tesellisi
IV Kendini Yetersiz Hissetmenin Tesellisi
V Kırık bir Kalbin Tesellisi
VI Zorluklar Yaşamanın Tesellisi olmak üzere altı bölümden oluşuyor. Yazar bizi içinde kendimizi kaptırdığımız olumsuz duygularımızın girdabından kurtarmak, belki de etkisi azaltmak, sarsıcılığını dindirmek için ünlü isimler ile felsefenin tarihinde ufak bir gezintiye çıkarıyor. Kitap ile ilgili benim en sevdiğim nokta da bu oldu diyebilirim. Biyografi okumayı da sevdiğimden Sokrates, Epikuros, Seneca, Montaigne, Schopenhauer, Nietzsche gibi felsefe ve edebiyat tarihinde yer alan önemli isimlerin hikayeleri ile anlatının birleşmesi gerçekten hoşuma gitti. Kitabın dili genel olarak sade ve akıcıydı. Kimi bölümlerde konuyu çok kısıtlı bir şekilde incelediğini düşünsem ve yer yer katılmadığım noktalar olsa da kendisine çizdiği sınırlar içerisinde tutarlı bir şekilde ele aldığını düşünmek doğru olur sanırım. Benim kendi “niçin”lerimi bulmama yol gösteren teyzeme de bu hediyesi için teşekkür etmeden bitiremeyeceğim. Umarım sizin de zaman içinde değişen versiyonlarınız kendi sebepleri ile ilerlemeye devam eder ve ihtiyaçları olan teselliyi bulabilirler.
Maksim Gorki'den okuduğum ilk eserdi ve bundan dolayı yazarın en sevdiğim kitabı diyemem. Ama benim için güzel bir tanışma oldu. Yazarın dilinin ağır olduğunu sanıyordum fakat sular seller gibi gitti kitap, en çok şaşırdığım bu oldu. Bunun dışında kitapta yer alan hikayelerle yüreğim burkuldu, yazar kendi ağzından o dönemde yaşanan parasızlık, statü farkı, zor yaşam şartları gibi konuları ele almış. Kitapta 3 farklı öykü yer alıyor; Bir Kere Sonbaharda, Konovalov, Yirmi Altı Adam ve Bir Kız. Hepsi birbirinden güzeldi ve cidden güzel mesajlar içeriyordu. Içlerinden en sevdiğim Konovalovla olan hikaye oldu diyebilirim, oldukça samimi bir hava vardı öyküde. Bu arada kitaba da ismini veren Yirmi Altı Adam ve Bir Kız öyküsünü Can Yayınları tarafından yayımlanan Yaşanmış Öyküler kitabında bulabilirsiniz. Yazarın kalemiyle tanışmak için iyi bir tercih bana göre, sizlere de tavsiye ediyorum❤
Reklam içeriyor olabilir..
“İmam efendi, o musalla taşı musalla taşı olalı böyle Er kişi görmedi!"
Ne zaman Atsız'ın adını duysam bu cümle yankılanıyor içimde. Rabb'im taksiratını (ta-kusur) affeylesin.
**
Roman okuma alışkanlığı olmayan ben ilmihal ve sözlük okumaları yaparken nefes almak için ablamın kitapları arasında bulduğum bu kitabı okumaya niyetlendim.
Selamm. Bugün kimsenin adını bile duymadığını ama gerçekten hak ettiğinin bu olmadığını düşündüğüm bir kitabın yorumuyla geldim. Yani İdhun günlüklerinin 1. Kitabı olan Direniş'le. Çok uzatmadan konusundan ve yorumumdan bahsetmek istiyorumm.
Açıkçası konusundan nasıl bahsetmeliyim bilmiyorum. O yüzden çok detaylı olarak bahsedemeyeceğim spoiler
Zweig'in 1920'li yılların sonunda kaleme aldığı Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, tek taraflı bir aşkın naif anlatımıdır. Marjinal karakterleri ve eşine az rastlanır psikolojik çözümlemeleriyle okuyucuyu kendine hayran bırakan yazar, bu kez de aşık bir kadının saplantılı duygularının kaleme almıştır. Bir ömür süren suskunluğun "isimsiz" bir mektupla son buluşu aşk, sadakat ve mutluluğun anlamlarını okuyucuya bir kez daha sorgulatırken, hikaye aynı zamanda Zweig'in psikolog yanını belirgin biçimde ortaya koyuyor.
Sevdiğim kitapların arasına girdi bile. Gerçekten aşk, tutku, sadakat ve mutluluk en güzel böyle anlatılırdı. Yazarın diğer kitaplarından alışkın olmama rağmen bu kitap da beni çok derinden etkiledi. Günümüzdeki aşklara(sözde aşklara) bakılınca bu kitaptaki karakterimizin aşkına büyük saygısızlık yapılır diyebilirim. Aşkı öğrenmek istiyor musunuz? Kesinlikle bu kitabı okuyun çünkü hiçbir şey bilmiyorsunuz. İyi okumalar
Öncelikle selam,
Yerdeniz; ilk üç kitabı 1968de yayınlanmasına karşın 4. kitap 1990, 5 ve 6.kitaplar ise 2001de yayınlanmış. Yani yazar neredeyse 30 yıl sonra seriyi tamamlamış. Buradan anlayabileceğiniz üzere ilk üç kitap ve son üç kitap arasında bariz farklar var. Şahsen okurken garipsememe sebep oldu. Çünkü ilk üç kitap -ki zaten seri ilk başta üçleme olarak tamamlanmış- mükemmel ötesiykennn, son üç kitap yazarın kadın hakları savunma romanı veya ilk üç kitapta göz ardı ettiği kadınlardan bir özür dileme şekli gibiydi. 4 ve 5. kitapta niye şimdi bunları yazmış ki derken 6.kitapta gerçekten güzel bir finalle seriyi kapattı. Kısaca özetlersek:
1,2,3.kitaplar: harika, şaheser...
4,5,6.kitaplar: feminist manifesto
diyebilirim.
Kadın-erkek eşitliğinin olması güzel ama kitaplarda veya filmlerde ısrarla bunun göze sokulması hatta kadınların daha üstün olduğunun ima edilmesi, asıl konuya odaklanmamı zorlaştırıyor. Yani hoşlanmıyorum.
Asıl üçlemeye dönersek, bayıldım ötesi. Fantastik kurgu en sevdiğim türlerden ve bu seri okuduğum en iyi serilerdendi. Üçlemeyi okursanız pişman olmayacağınıza eminim. Diğer kitapları da tavsiye ederim ama herkes severek okur mu bilemiyorum. Lakin konuları tamamen ayrı değil aksine son üç kitapta yazar ilk üçünde geçen çok önemli bir noktayı açıklığa kavuşturdu ve konuyu tam anlamıyla bitirdi. Ayrıca Yerdeniz dünyası bolca denizleri olan bir dünya ve seriyi sevmemde etkili olan şeylerden birisi de bu. Denizleri, suları, gölleri...
Uzun lafın kısası, okuyunuz efenim. Eğer vaktinizi ayırıp incelememi okuduysanız da gözlerinize sağlık. İyi günler diliyorum.
